DÜNYALIK HIRSININ KABİRDEKİ İZLERİ
Rahmetli babam biz çocuklarıyla sohbetlerinde geçmişte yaşadığı yahut büyüklerinden ve hocalarından dinlediği hatıralar anlatır, bunlarla bize dersler verirdi.
Bir gün sohbetinde dünya hırsından bahsetti, dünya malına düşkünlüğün bazı insanları israfa, bazılarını da cimriliğe sürüklediğini söyledi. Her şeyin ifrat ve tefriti, yani aşırılığı ve yetersizliği iyi değildir, Kur’an-ı Kerim’de zem edilmiş, yerilmiştir. En hayırlı olanı ise, normal ve orta derecede olanıdır ki buna “sırat-i mustakîm” adı verilmiştir, diyordu.
Daha sonra dünya malına düşkünlüğün kabirden nasıl geri döndüğü ile ilgili hatıralar anlatmıştı. Bazılarını sunmak istiyorum:
YUTULAN ALTINLAR
Biz, 1956 yılında Mardin’e bağlı Bilalya köyünde Medresede okurken, köyün ileri gelenlerinden Hacı Bahri adında, aklı başında bir adam vardı. Ara sıra medreseye gelip başından geçen enteresan hadiseleri bize anlatırdı. Bir gün bize bir olay anlattı dedi ki:
Kayınvalidem, hastalandı ve yatağa düştü. Onu sık sık ziyaret eder durumunu sorardım. Bir gün benden pekmez helvası istedi. Ona helva yaptırıp götürdüğümde oraya bırakmamı, sonradan yiyeceğini söyledi. Ben de helvayı yanına bırakıp ayrıldım. Kendisi bir odada biz de başka bir odada kalıyorduk. Kısa bir süre sonra, bizim küçük çocuk koşarak geldi ve telaşla: “Baba, ninem altınları........
© Gazete İpekyol
