DİNDE SAHTECİLİK
Gerçek olmadığı halde dış görünüşüyle gerçeğe benzetilerek gerçek olarak gösterilen şeylere sahte, bunu yapana da sahtekâr denir. Bu işlem aynı zamanda yalancılıktır. Sahte, davranış ve sanatta yani fiillerde ve üretimdeki yalancılıktır. Sahte olan şey gerçeğinden daha kolay ve daha masrafsız olduğu için çıkar sağlamak amacıyla bu yanlış yol tercih edilmektedir. Doğruluk temeli üzerinde kurulmuş olan din, her türlü sahtekârlığı yasaklamaktadır.
Zihninizi bulandırmak ve karamsarlığa sürüklemek istemem ama gerçeğe karşı göz yummak da onu ortadan kaldırmaz. Yaşadığımız bu asrın sahtekârlık asrı olduğunu düşünüyorum. Öyle ki her alanda sahtecilik yapılmaktadır. Yangın ve deprem tatbikatları gibi gerçek diye yapılan birçok faaliyetin ne yazık ki gerçek mahiyetinden uzak bir tatbikattan ibaret olduğunu görüyoruz.
Asr-ı Saadette müşrikler bile yalan konuşmazken ne acıdır ki bugün Müslümanlar arasında bile yalan sözlerin azımsanmayacak boyutlara vardığına şahit oluyoruz. Bununla ilişkili olarak işte, sanatta ve üretimde de sahteciliğin arttığı bir asırdayız.
Gazze halkının İsrail vahşetiyle maruz kaldığı soykırım, yaşadıkları yokluk ve yıkım karşısındaki sebatları, sahabe benzeri gerçekçi tutumları, çoğumuzun dinde dahi sahtecilik içinde olduğumuzu net bir şekilde bize gösterdi.
İnsanlar sahtecilikle birbirlerini kandırabilir, ancak kalplerden geçeni........
© Gazete İpekyol
