menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Tevazuyla tartmak

10 0
17.11.2025

Kötü sözcükleri lügatimizden çıkardığımızdan “cahil” demek istemiyoruz; ama bazı insanlar bunun da ötesine geçerek toplumun kanını iyice emiyor. Toplumun kanını emdikleri yetmiyormuş gibi bir de en ön saflara geçiyorlar, şaşırıyoruz, “Böyle biri nasıl zirveye ulaşır?” diye. Etraf bilmediğini bilmeyenlerle dolup taştığı gibi bir de bu bilmediğini bilmeyenleri tepemize çıkarmışız. Herkes birbirinin gözünün üzerindeki kaşıyla o kadar meşgul ki kimsecikler de durumun acayipliğini sorgulayamıyor.

Merak etmeyin, sadece bizim başımızda değil, bütün toplumlarda var bu durum. Bundan yaklaşık yirmi yıl önce Amerika Birleşik Devletleri’nde dev bir şirketin CEO’sunun okuma yazma bile bilmediği ortaya çıkınca herkes şaşkınlıktan küçük dilini yutmuştu. Adamın oralara kadar nasıl çıktığı araştırılınca da iki davranışın buna neden olduğu anlaşılmıştı: “Çevresinde olup bitenleri takip ederken göz temasıyla etrafına tatlı bir gülümseme yayması ve insanları başlarıyla onaylayacağı anı iyi tespit edebilmesi.” Adamcağız tek kelime bile okuyamadığı halde zirveye bu şekilde gelebilmişti. Onu işe alanlardan birinin yaptığı açıklama çok ilginç: “O kadar içtendi ki farkına varamadık.” Peki adamın hiçbir şey bilmediği nasıl fark edilmişti? Ondan bir belgeyi inceleyip bizzat kendisi tarafından bir rapor yazması istenilince her şey ortaya çıkmıştı. O zamana kadar da çalışan verimliliğini artıran en önemli kişi olarak görülmüş. Yani insanların omuzlarına elini koyması oralara kadar çıkabilmesini sağlamış. Ne güzel değil mi? “bizden biri” hissiyatını yarat ve gerisini akışına bırak. Ya adamın cesaretine ne demeli?


Biz bir şey demeyelim, bu cahil cesareti bilimin konusu olmuş, biraz onlara kulak vermek lazım. Bilim insanları bunun için bir sosyal deney yapmışlar. Buna Dunning Kruger varsayımı deniliyor. Niteliksiz........

© Gazete Gerçek