menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Presence: Soderbergh'in varoluşsal sorunları

36 10
16.02.2025

Hatırlanacağı üzere yönetmen Steven Soderbergh sinema dünyasına, çok genç yaşta, görkemli ve dikkat çeken bir filmle ‘giriş’ yaptı. 1989 yılında, oldukça kısıtlı bir bütçeyle çektiği ‘Sex, Lies and Videotapes’, henüz 26 yaşında olan yönetmene hem başta Cannes olmak üzere (Altın Palmiye) birçok film festivalinde ödüller kazandırdı hem de kendisinin ‘takip edilmesi gereken’ genç yönetmenler listesinin başlarında yer bulmasını sağladı.

Bu kadar sağlam bir başlangıçtan sonra arka arkaya hepimizin bildiği birçok film geldi ve bu kariyerde dikkatimizi çeken noktalardan biri yönetmenin belli bir türe saplanıp kalmaması bazen biraz deneysel yöntemlerle bazen ise çok daha klasik bir film formatıyla, oldukça istikrarlı bir tempoyla art arda yapımlar çıkarması oldu. Bunlar arasında biopic (‘Che’..), politik gerilim (‘Syrinia’, ‘Traffic..’), film noir ‘(‘Underneath’), bilim kurgu (Solaris’in remake’i) hatta soygun filmini (Ocean’s 11’..) sayabiliriz.

Ama bizce bu kadar değişik tarzlar arasında, bu hızla dolanmak yönetmenin yaratım sürecinde bazı soru işaretleri ve sorgulamaları da getirdi. Nitekim yönetmen ‘Underneath’den sonra artık klasik film formatından biraz sıkıldığını açıklayıp çok daha deneysel bir film olan ‘Schizopolis’i sundu ve sonrasında bir ara sinemayı bıraktığını bile açıkladı. Neyse ki bu ara çok uzun sürmedi ve yönetmen kariyerine bir şekilde devam etti.

Son filmi ‘Presence’ ile Soderbergh deyim yerindeyse bir kez daha ‘beklenmedik yerden vuruyor’ ve daha önce el atmadığı nadir türlerden bir film sunuyor: korku/gerilim türü!

Sadece birkaç ana karakter ve büyük bir müstakil evi kullanan senaryo odak noktasına bir ‘ruhun’(!) varlığını koyuyor ve aile içinde yaşanan birçok olayı onun bakış açısından anlatıyor. İlk bakışta orijinal ve çok nadiren kullanılan bu anlatım tarzı ne yazık ki daha geleneksel bir tarzı tercih eden senaryo ile sürekli ‘takışıyor’ ve bir süre sonra hikayede bir hantallık, yaşanan olayların sonuçlarını getirememe ve hatta biraz........

© Gazete Duvar