menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

'Hâlâ Buradayım': Geçmişi sorgulamak

25 1
01.03.2025

Walter Salles kendisine, çoğunlukla ülkesinde ‘filiz vermiş’ politik ve sosyal büyük olaylardan sağlam bir ‘dayanak’ noktası alarak daha evrensel temalara eğilen bir sinema kariyeri inşa etmişti. Filmlerinin konusunun sadece ülkesi Brezilya’da takılıp kalmaması, Güney Amerika’nın diğer ülkelerine hatta dünyanın farklı ülkelerine kadar ‘ulaşması’ Salles’ın filmlerinin değerini bizce bir kat daha arttırıyor.

Oldukça zengin bir kariyere sahip olan yönetmenin filmlerinden aklımıza gelen ilk örnekler ’Merkez İstasyonu’(1998), Ernesto ‘Che’ Guevara’nın bildiğimiz ‘Che’ olmadan önceki dönemini anlatan ‘Motosiklet Günlükleri’(2004), beat kuşağının en önemli eserlerinden biri olan ‘Yolda’(2012) kitabının adaptasyonu ve yapımcı olarak yer aldığı, Brezilya’nın gecekondu mahallerindeki suç batağını anlatan ‘Tanrı kent’(2002) oluyor.

Yönetmen son filmi ‘Hala buradayım’ ile odak noktasını bir kez daha kendi ülkesi Brezilya’ya çeviriyor ve gerçek bir hikayeden esinlenerek, ülkesinde 1970 yılında, diktatörlük zamanında normal bir hayat sürmeye çalışan ama çevrelerindeki olaylara da ‘gözünü kapamayan’, aksine politik olayların ‘düzeninde ‘bir biçimde’ etkili olmaya çalışan geniş bir aileden bahsediyor.

"Hâlâ Buradayım" filminin konusu ve tonu bize 1999 yılında izlediğimiz "Olimpo Garajı" filmini hatırlattı. Tabii ki o filmde söz konusu ülke Arjantin idi ve hikaye bir aileden ziyade genç bir kadın karakter etrafında dönüyordu ama parmak basılan temalar, atmosfer ve anlatılan baskıcı dönem açısından iki film arasında ciddi benzerlikler mevcuttu.

Aynı şekilde ‘Hala….’ da politik açıdan da önemli bir film. Walter Salles’dan alışık olduğumuz yönetmenlik hakimiyeti yine yerli yerinde duruyor ve film oyunculuk, kurgu ve senaryo örgüsü açısından ortalamanın bayağı üstünde yer alıyor. Ancak filmde yer yer bir tempo düşüklüğü, üstünkörü geçiştirilmiş bazı olaylar ve belki de en önemlisi ilgiyi ayakta tutsa da çok şaşırtmayan bir hikaye göze çarpıyor. Bir de film bizce anlattığı konuyu daha kompakt bir yapı içerisinde verebilirdi!

Hikayeye bakacak olursak: Paiva ailesi, 1964 yılından beri askeri bir diktatörlük yönetimi altında, Brezilya’da yaşayan beş çocuklu bir ailedir. Baba Rubens eskiden milletvekilliği yapmış, artık aktif olarak olmasa da siyasetten kopmamış, ülkede var olan direniş hareketinden oluşan bir çevresi olan ve onlara ideolojik olarak destek veren, aynı zamanda da gündelik hayatında şehir planlamasında da çalışan biridir.

Ülke ve........

© Gazete Duvar