Taş’ın ve Diş’in anlattıkları
Bilinmeyen Dergisi’ni hatırlayan var mı? Peki ya Eric Von Daniken’in Tanrıların Arabaları kitabını? Geçmiş medeniyetlere, insanın ve yerkürenin ortaya çıkışına dair mitleri, efsaneleri köpürten veya yenilerini yaratan, bilimsel açıklaması yapılamayan, hatta yapılan olaylara, oluşumlara dair merakı, ilgiyi manipüle eden, harlayan ve bundan kazanç sağlayan yayınlardan ikisiydi bunlar 70’ler ve 80’lerde. Dünyanın düzeninin, medeniyetlerin dünya dışı varlıkların eseri olduğu savını baştan çıkarıcı bir kurguyla, ikna edici görseller ve açıklamalarla yaymaya çalışıyorlardı. Kabul edelim ki bu oyunbaz, tüyler ürpertici bilinmezlik kuru bilimsel anlatılara galebe çalıyordu. Bu zaafı değerlendiren de çok oluyordu.
Mesela Bermuda Şeytan Üçgeni, Atlantik Okyanusu’nda çok sayıda gemi ve uçağın kaybolmasına sebep olan bir manyetik alan olarak tarifleniyordu. Peru’daki olağanüstü büyüklükte çizilmiş hayvan figürlerinden oluşan Nazca Çizgileri’nin yüksekten bakılmadan insan eliyle çizilmesi imkansız deniyordu. Bunları uzaylıların çizdiği iddia ediliyordu. Yine dünya dışı yaratıkların inşa ettikleri iddia edilen Mısır piramitleri ve mumyaların laneti söylencesini de unutmamak lazım.
Bu anlatıların, bu türden oluşumların insanların, hele de Batı medeniyetinin dışında kalan insanların eliyle, becerisiyle, aklıyla meydana çıkmış olduğunu inkar eden Batı merkezli bilim anlayışının marifetiyle manipüle edildiğinin çoktandır farkındayız. Arkeolojinin antropoloji ve tabii her bilimsel disiplin gibi sömürgeciliğin ortaya çıkıp yayılmasına, endoktrinasyona ve kültürler arası hiyerarşi yaratmaya hizmet eden birçok teori üretip bunları kanıtlamak için hatırı sayılır bir literatür oluşturduğu da modernite eleştirisiyle birlikte daha güçlü bir şekilde ortaya çıktı. Yani bilimsel bilgiyi de sorguladığımız bir olgunluk çağına girdik.
İnsan türünün ortaya çıkışı, dünyanın geçirdiği dönüşümler, alet üretme ve bunları kullanma becerilerinin gelişimi, beslenme, üreme, şehirler kurma, göç, cemaatler halinde yaşama kültürünün oluşması, çatışmalar ve benzeri konu başlıkları hep ilgi çekti. Bunlara dair bilginin biriktiği bir disiplin olarak arkeoloji ise biraz daha gölgede kaldı. Erman Ertuğrul ve bir grup arkeolog 2014’te arkeofili web sitesini bu tereddütle açmışlar. Ancak kısa sürede burada paylaştıkları temel bilgilere, anlatılara, görsellere beklenmedik bir ilgi olmuş. Arkeofili, Arkeoloji Meraklısının El Kitabı başlıklı kitap, bu siteye yönelik ilginin ürünü. Ertuğrul, “uzaylıların yaptığı piramitler ya da milyonlarca dolar değerindeki defineler gibi sansasyonlar olmadan yazılan bilimsel içeriklerin” de okunabileceğini görerek şaşırdıklarını belirtiyor kitabın başında.
***
Üniversite........
© Gazete Duvar
