Küfür etmemeyi öğrenebilirsiniz, bunun için de bir uzvunuz var!
Adam hararetle bir şeyler anlatıyordu kendisini dinleyen küçük topluluğa. Geçen bin bir toplantıdayken tam gündemin ortasında acil bir durum oluşmuştu. “Has..tiir dedim, ben nasıl çıkarım bu toplantıdan” Konuşmanın ilerleyen bölümlerinde her şaşkınlık, engel, sıkıntı için “Hass…” diye başlayan cümleler kurdu.
***
Başka bir yerde başka bir adam arkadaşına “nooldu diyorum, yetiştiremedim diyor. Erkenden söylesene a.k. Bana bugün lazım ne halt edeceğiz…”
***
İki işçi kumanyalarını almışlar mola yerine yürüyorlardı. Erkek olan söylendi “Bana ayran koymamış şerefsizler…” Kadın sözünü kesti “bir ayran yüzünden hemen şerefsiz mi oldular. Ayıp ama al benim ayranımı iç”
***
Siyah-beyaz renklerle dekore edilmiş küçük kokoreççi dükkanı sıra bekleyen müşterilerle doluydu. Izgarada cızırdayan kokorecin sesi, müşterilerin sohbeti, sokaktan geçen otobüslerin gürültüsü arasında orta boylu, otuzlu yaşlarında bir gencin sesi duyuldu birdenbire: “Burada ne kadar filancaspor’lu varsa anasını, avradını s…” Hızını alamayan genç, şaşkın bakışlar arasında yandaki dükkanın kapısındaki Maraş dondurması tezgahında duran upuzun saplı dondurma kaşığını alıp sağa sola vurarak bir süre daha küfretti ve sonra çıkıp gitti.
İçerdekiler hem şaşkın, hem sinirli hem de ezik hissediyorlardı. Bir müşteri “montu olmasa sesimi çıkartacaktım ama ortam kötü, belki silah falan taşıyordur diye baktım kaldım” dedi. Bir başkası ona hak verdi. Birisi, “Böylelerine tepki göstermemek belki daha iyidir” dedi “İlgiden besleniyor bunlar”.
Yere atılan kaşığı toplayan dondurmacı, kapıdan çıkan bir müşteriye içerde ne olduğunu sordu. “Adam içeri girdi sülale boyu rakip takıma küfredip çıktı gitti” dedi adam. “Kimse ne olduğunu anlamadı.” Dondurmacı sakince kaşığı yerden aldı, “içerde o takımın taraftarı vardır, o biliyordur muhtemelen” dedi.
***
Karı-koca erken bir akşam yemeği için meydana doğru ilerliyorlardı. Sokaklarda olağanüstü bir hareketlilik yaşanıyordu. Takım renklerine bürünmüş gençler guruplar halinde meydana doğru yürüyorlardı. Kafelerde restoranlarda boynunda takım atkısı ile oturanlar, çocuğunun yüzünü takım renklerine boyayanlar, takım bayrakları, atkıları satanlar… Tam bir curcuna yaşanıyordu. Az sonra meydana bakan sokaklardan bir gurup genç, coşkuyla bir marş söyleyerek arkadaşlarına doğru gelmeye başladı. Karıkocanın da ilgisi bu gürültüye yöneldi. Ancak gençlerin güle oynaya söyledikleri tezahüratın sözlerini duyunca ikisi de kulaklarına inanamadı: “Şarabı da içeriz, esrarı da çekeriz, … spor ananı da........
© Gazete Duvar
