Münih depremi sürerken
ABD’nin Avrupa’ya yapmış olduğu saldırının yankıları artarak devam ediyor. Meselenin odağında Ukrayna Savaşı olduğu için, Trump’ın Zelenksy Hükümetini de hedefine koyması dikkatlerden kaçmıyor. Meselenin sadece Rusya-Ukrayna barışının sağlanması olmadığı da aslında açık. Hatırlanacaktır Trump Yönetiminin Ukrayna özel temsilcisi Kellogg, masada neden Avrupalılar yok sorusuna cevap verirken, ideolojik bariyerler ve uzlaşmaz tavırları nedeniyle Avrupalıların barışa engel olabileceğini, bunun istenmediğini ileri sürmüştü. Ukraynalılar, neden yok sorusuna cevap vermek o kadar kolay değil. Gerçi Trump yönetimi uluslararası normları yıkıp geçmekte hiçbir beis görmediğinden ABD ile Ukrayna anlaşma imzalamadan Zelensky Hükümetinin masanın yakınından dahi geçemeyeceğini ima ediyor. Söz konusu anlaşma, ABD’nin Ukrayna savaşına yaptığı yardımın geri ödemesi. Basına yansıyan anlaşma metinlerini tarif etmekte zorlanıyoruz çünkü ABD’nin Ukrayna’nın Rusya tarafından kontrol edilmeyen topraklarının gelirlerinin tamamen Washington tarafından kontrol edilmesi talebiyle geliyor Trump.
Tabi Ukrayna buna razı olacaksa neden Rusya ile savaştı, Rusya’ya karşı direndi sorusuna cevap bulmak zor. Alt tarafı Rusya’ya korkunç bir borç yükü altındaydı ve bunun karşılığında Rusya Ukrayna’dan Kırım’daki bazı stratejik limanlarını kiralamayı talep ediyordu. Rus yanlısı yönetimlerin kuralları belli yolsuzluk oyununa (ki Batı yanlısı yönetimler de kendi yolsuzluk oyunlarını oynuyorlardı) katlanılacak, Avrasya Ekonomik Birliğine ortak olarak girilecekti. Şimdi Ukrayna, tamamen düşman bir Rus yönetimine topraklarının değerli bir kısmını kaptırmakla kalmıyor, aynı zamanda toprak ve gelirlerinin diğer önemli bir kısmını Amerika’ya kaptırıyor. ABD’yi dengelemek için Rusya ile anlaşma şansı da yok. Bu tür bir anlaşmanın yapıldığı takdirde Ukrayna savaş sonrası alt yapısını nasıl toparlayabilecek o da belli değil. Böyle bir alt yapısı vurulmuş Ukrayna’nın Rusya’nın seslenişleri karşısında zayıf olacağı da malum. Avrupalıların Ukrayna alt yapısını ayağa kaldıracak parayı bulup buluşturup ABD’nin cebini daha da doldurmaları da mümkün tabi, ama nereye kadar. Zelensky hükümeti bu belgeyi imzalarsa, ki bu bir teslimiyet belgesidir, Ukrayna’da devrilebileceğinin farkında. İmzalamazsa da devrilebileceği sinyalini Trump yönetimi vermekten çekinmiyor. Zelensky hükümeti, büyük ihtimal, durumu bir süre kurtarabilecek güvenlik garantilerini ABD’nden en azından bu teslimiyet belgesi karşılığında alma derdinde. Ama Trump yönetimi Zelensky’e ve Ukrayna’ya böyle bir iyilik yapmayacak görünüyor. En büyük garanti, Trump adına, Ukrayna’yı Rusya ile paylaşmasının getirmiş olduğu ABD-Rusya dengesi gibi gözüküyor. Ukrayna için yırtıcı hayvanlardan yırtıcı hayvan beğen bir durum söz konusu. Dahası Trump yönetimi Zelensky’i savaşı da kazanamamış bir Avrupa adamı/ liberal elitin dejenere bir örneği olarak kodlamış durumda. Bu bağlamda Zelensky, teslim olsa da olmasa da, gözden çıkartılabilir bir figür ABD için. Ukrayna Savaşının uluslararası hukuk açısından haklılığını hedef alan, Rusya’yı saldırgan güç olarak kınamayan ve Ukrayna’nın karşıt önerisini BM’de değiştirmeye zorlayan ABD yönetiminin, savaşta Rusya ile anlaşmaktan öteye geçtiğini, Rusya’yı haklı gören (e zaten Trump, çok yaşasın revizyonizm diye bağırıp duruyor) bir söylem ve diplomasi pratiğine kaydığını görüyoruz.
Yani, Ukrayna ve Zelensky’e karşı yürütülen kampanya sadece Ukrayna ve ABD-Rusya........
© Gazete Damga
