Taraftarın vefasızlığı
Tam bir hafta önce Salı gecesi oynanan Galatasaray-Dinamo Kiev maçının sonlarına doğru Kaleci Muslera’ya yönelik olarak başlayan ıslıklar ve protesto muhtemelen Muslera’nın ülkemize veda ederek Güney Amerika’ya dönmesine yol açacak sürecin ilk kıvılcımlarıydı. Aslında o maçta her ne kadar üç gol yediyse de bu goller kaleci hatasından yenilen goller olmaktan çok uzaktı.
Unutmayalım ki ne verilen bir geri pası ayağının altından kaçırdı, ne çıktığı hava topunu ıskaladı ne de uzaktan gelen bir şutu yumurtladı. Yenilen üç golde de en az onun kadar savunma oyuncularının da kabahati vardı. Zaten golü kaleci yemez, takım yer. Bu ortak sorumluluktur. Yediği hiç mi hatalı gol yok derseniz elbette vardır onun da yediği hatalı goller. Hangi kalecinin yok ki. Ama Muslera’nın bir ağırlığı var kalesinde, karşısına gol atmak için gelen her golcü biliyor ki Muslera’ya gol atmak o kadar kolay değil. Bire-birde dünyanın en nadide yeteneklerinden. Pozisyon almada, vuruş açılarını hesap ederek vücudunu uygun konumda tutma bakımından çok üst........
© Gazete Damga
visit website