menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Şükür fabrikası

16 1
12.01.2025

Marketten ürün aldığımızda karşılığında ödeme yaptığımız gibi Allah'ın misafirhanesinde O'nun nimetlerini kullanırken üç birim fiyat ödemek durumundayız. Bunlardan biri zikir başta “Bismillah”, nimeti kullanırken Allah'tan geldiğini düşünmek fikir ve sonunda da "Elhamdülillah"ile ilân edilen şükürdür. Bu üç birim fiyat ödenmeden o nimetten istifade ettiğimizde eksik ödeme yapmış oluyoruz.

Markette ödeme yapmadan ürünü alamadığımız gibi nimetleri kullanırken de eksik ödemeyi yaptığımızda Allah bundan razı olmuyor, hesabını soracağını da Kur'an-ı Kerim'de açıkça bildiriyor. Üzerimize bir borç olan şükür, içindeki sâfi imanı ve hâlis tevhidi görebildiğimiz takdirde en lezzetli ubudiyet vazifesi haline gelir. Şükreden kul, şükretmenin verdiği lezzetin, verilen nimetten daha ziyade olduğunu idrak ederse, şükür için yaratılmış bir varlık olduğuna da şükreder hale gelir. Şükreden insan, gönderilen nimetin kendine özel olduğunu ve doğrudan doğruya Allah'tan geldiğini ve O'nun rahmet ve şefkatini görür ve bunu "Elhamdülillah"ile izhar eder. Allah, Rahman, Rahim, Rezzak Mün'im, Kerim gibi esmaları okuyarak yaptığı şükür o kulun damağında şekerden daha tatlı, muvakkat değil bâki bir lezzet bırakır ve şükrettiği nimetler de daha güzel karşısına çıkacak bir şekilde bekâya gönderilir. Bu şekilde nimetin devamı da sağlanmış olur.

Şükreden bir kul olmak, o kadar büyük bir derecedir ki, insanı mahbubiyet makamına çıkaran bir vasıta olur. Peygamberimiz (sav) şükreden bir kul olabilmek için ayakları şişinceye kadar namaz kılmıştır. Demek ki, şükrün en ehemmiyetli, en kapsamlı göstergesi namaz kılmaktır. Nimet sadece yiyecek içecekten ibaret değildir.

Maddi, manevi bedeni-miz, sağlığımız, sevdiklerimiz, evlâdımız,........

© Gazete Damga