menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Ahlâklı Olmak ya da Yoksul Kalmak: Hakkı (2024)

16 0
31.07.2025

Hırs, iyi veya gerekli bir şey midir? Gereğinden fazla hırslı olmak doğru mudur? Daha da önemlisi şu iki çeşit insandan hangisinin gereksiz yere hırslı olduğu söylenebilir?: Hayatını, geçimini birazcık olsun iyileştirmek isteyen bir yoksulun mu yoksa zaten var olan servetine biraz daha servet katmak isteyen bir zenginin mi? Hikmet Kerem Özcan’ın ilk uzun metraj filmi Hakkı (2024), bu soruların ve cevaplarının zihinlerde yer etmesine vesile olacak gibi görünmektedir.

Hakkı, Ege’de bir antik kentin önünde heykelcikler satarak ve bazen de turistlere rehberlik yaparak geçimini sağlamaya çalışmaktadır. Bir gün evinin bahçesinde tarihî eser bulur ve onu yasa dışı yollardan satar. Fakat heykeli sattığı ve hâli vakti epey yerinde bir tüccar tarafından dolandırıldığını, bulduğu tarihî eserin aslında çok daha değerli olduğunu öğrenince yıkılır. Hakkı, evinin bahçesinde başka değerli eserlerin de olduğunu düşünüp çevresinden gizli bir şekilde evinin altını kazmaya başlar. O andan itibaren artık filmin başlarındaki o mülayim, fazlaca hırsı olmayan Hakkı’dan çok farklı bir karakter görmeye başlarız.

Hakkı, işlediği çoklu temasıyla ilgiyi üzerinde toplama potansiyeline sahip görünmektedir. Film; asıl olarak hırs, tarihî eser kaçakçılığı gibi ana temalara ek olarak barındırdığı çok katmanlı yapı ve nüanslar aracılığıyla başka bazı alt temalara da değinmektedir. Örneğin; bir ayağı hep eksik kalan, birbirinden kopuk baba-oğul ve karı-koca ilişkilerini de işler. Aynı zamanda çevre sorunları ve doğanın katledilmesi, geçmişe ve atalara yeterince sahip çıkılmaması gibi konulara da değinir. Bunların yanı sıra; ikiyüzlü, bencil, kendini beğenmiş, karşısındakine güvensiz ve ilk fırsatta çevresindekilere ihanet etmeye hazır insanlar da filmde alt başlıklar olarak ele alınır. O yüzden filmin belirli yerlerine serpiştirilen oldukça fazla sayıda olan bu katman ve nüansların, izleyicinin “izleme deneyimini” kesintiye uğratma ve dikkatini dağıtmaya sebep olma ihtimali bulunmaktadır. Buna rağmen filmin, bu serpiştirmeleri kimi zaman bir karakterin tek bir bakışında, kimi zaman ise diyaloglara ustalıkla yerleştirilmiş kelimelerle yapması takdir edilebilecek bir özelliğidir.

Filmin ana karakteri olan Hakkı’nın başına gelenlere şahit olan izleyici, bazen kendisini Hakkı ile bir hayli........

© Film Hafızası