menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

32. Adana Altın Koza Ulusal Yarışma Filmleri Günlükleri – 4

12 0
27.09.2025

32. Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali, 26 Eylül Cuma gününde de yoğun bir program eşliğinde gösterimlerine devam etti. Günün öne çıkan yapımları arasında, farklı sinemasal yaklaşımlarıyla dikkat çeken usta ve ilk filmini çeken isimlerin filmleri yer aldı. Emine Emel Balcı imzalı Buradayım, İyiyim, Ali Cabbar’ın Annemin Solgun Çiçekleri ve Özkan Çelik’in yönetmen koltuğunda oturduğu Perde filmi festivalin beşinci gününe adeta damga vurdu. Böylece ulusal yarışma finalistlerinin hepsi Adana seyircisiyle buluşmuş oldu. Her gün olduğu gibi biz de günün filmlerine yönelik izlenimlerimizi huzurlarınıza sunuyoruz.

Buradayım, İyiyim (Yön. Emine Emel Balcı, 2025)

Emine Emel Balcı’nın merakla beklenen yeni filmi, yönetmenin önceki işi Nefesim Kesilene Kadar’ı sevenler için tatmin edici bir anlatı sunuyor. Yine bir kadının iç dünyasına yakın plan bakıyor, yine sessizliklerde, boşluklarda çok şey söylüyor. Buradayım, İyiyim; annelikle, kadın dayanışmasıyla, mobbingle, toksik ilişkilerle ve görünmeyen baskılarla dolu bir dünyada Filiz karakteri üzerinden nefes almaya çalışan bir kadını anlatıyor. Bige Önal’ın incelikli performansı, karaktere derinlik katıyor; oyunculuklar genel anlamda son derece sahici.

Film, özellikle annelik meselesine farklı katmanlardan yaklaşıyor. Ne var ki, postpartum depresyonu andıran bir ruh hâliyle başlayan anlatı, tam da bu noktada biraz savruklaşıyor. Filiz’in içinde olduğu durumu postpartum olarak etiketlemek pek mümkün değil; zira karakter sürekli dışarı çıkıyor, harekete geçiyor, dünyayla temas hâlinde. Ancak hikâyenin onu tekrar tekrar “memeleri şiştiği için huzursuzlanan bir anne” düzeyine indirgemesi, anlatının bu yönünü zayıflatıyor. Bazı sahnelerde (özellikle cinsellik içeren bir diyalogda) diyaloglar fazlasıyla doğrudan ve çiğ kalabiliyor.

Filmin en zayıf halkalarından biri ise mesajlarını zaman zaman kamu spotu gibi fazla açık ve dolaysız şekilde vermesi. Kadın dayanışması ya da annelik baskısı gibi son derece önemli meseleler, bazen neredeyse altı çizilmiş repliklerle anlatılıyor; bu da seyirciyle kurulan doğal bağa zarar veriyor. Özellikle takip sahnesi gibi artık klişe hâline gelmiş kimi anlatım tercihleri, filmi daha konvansiyonel bir yere çekebiliyor.

Yine de tüm bu........

© Film Hafızası