menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Karbonhidrat toplumunda yargısal gösteri ve toplumsal rıza

49 16
07.07.2025

Son çeyrek yüzyılda, obezite ve diyabet artışında dünya rekoruna koşan bir ülkenin çocuklarıyız. Hasılı pür karbonhidrat toplumuna evrildik. Bunu salt tıbbi bir krize daraltamayız. Yeme alışkanlıkları üzerinden birey inşasını şekillendiren, tepki reflekslerini körelten bir kültürel-psikopolitik rejim inşasıdır bu aynı zamanda.

Karbonhidrat tüketiminde aşırı artış, Türkiye’de sadece bir beslenme tercihi değil aynı zamanda ekonomik zorunluluk, kültürel hafıza, endüstriyel yönlendirme ve politik stratejinin kesişiminde şekilleniyor. Bu yüzden fazla karbonhidrat tüketimi, yalnızca bireysel sağlık değil, aynı zamanda sınıfsal, kültürel ve siyasal bir mesele haline gelmiş durumda.

Çünkü insan ne yerse sadece o olmaz; nasıl yedirilirse, öyle düşünür, öyle susar ya da öyle itiraz eder. Aynı siyasal ya da toplumsal travmalara karşı, protein toplumu direnç üretirken, karbonhidrat toplumu hızla sindirip unutmayı seçer.

Etli çiğ köfteden etsiz çiğ köfteye geçiş, bir lezzet tercihinden öte proteini terk ve bir o kadar da karbonhidrat toplumu olmanın tarihidir.

Bedeni şekillendirenin yalnızca gıda değil, aynı zamanda hakikat karşısındaki duruş olduğu bir çağda yaşıyoruz. Ve ne yediğimiz biyolojik olarak bu duruşu belirliyor.

Protein, bedenin yapı taşıdır. Kasları, bağışıklığı, iyileşmeyi sağlar.

Protein toplumu da katmanlı, dirençli, kendini onarabilen bir toplumdur. Tarihiyle barışıktır ama onu mitleştirmez. Üretimin zaman istediğini bilir, hızlı sonuç değil, sürdürülebilir yapılar hedefler. Bu toplumda zamanın ritmi, tarla sürerken bekleyen, fermente ederken sabreden, haberleri okurken düşünen bir ritimdir.

Karbonhidrat ise çabuk enerji verir, ama çabuk da düşürür. Tıpkı karbonhidrat toplumu gibi: Sürekli dopamin isteyen bir zihinsel metabolizma üretir. Geleneksel olanı ‘sunum’ olarak paketler ama özünü terk eder: Baklava aromalı çikolata, etsiz çiğ köfte gibi. Bu toplumda birey, artık özne değil, bir algı aktörü, bir “etkileşim........

© Evrensel