menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Rojava Ortak Tutum Konferansı ve bölgesel etkileri

48 14
28.04.2025

Rojava’da 2012’den bu yana devam eden Kürtler arasında birlik arayışı, 26 Nisan’da Kamışlo kentinde düzenlenen ‘Rojava Birlik ve Ortak Tutum Konferansı’ ile yeni bir boyut kazandı. Ana bileşenini PYD’nin başını çektiği PYNK (Ulusal Birlik Partileri) ile Barzani çizgisindeki partilerin kurduğu ENKS’nin (Suriye Kürt Ulusal Konseyi) oluşturduğu ve Irak Kürdistan’ından KDP ile YNK ve Türkiye’den DEM Parti’nin de temsilci gönderdiği konferanstan çıkan kararlar hem Suriye’nin geleceği ve hem de Kürtlerin bölgesel pozisyonları bakımından önem taşıyor. Ancak Kürtlerin bölgesel dengeleri lehlerine çevirmeye yönelik bu hamlelerinin ne kadar başarıya ulaşacağını yine bölgenin yeniden dizaynı sürecinde oluşacak dengelerin belirleyeceğini söyleyebiliriz.

Öncelikle belirtmek gerekir ki; Rojava’daki iki temel siyasi gücün (PYD ve ENKS) aralarında uzunca bir dönemdir devam eden anlaşmazlıkları ve gerilimi aşarak ortak konferans düzenleyip geleceğe dair ortak tutum belirlemelerini Kürtlerin hanesine bir kazanım olarak yazmak gerekiyor. Çünkü 2012’de Hewler ve 2014’te Duhok Anlaşmalarının imzalanmasına, 2020’de de ABD’nin ara buluculuğunda birlik görüşmeleri yapılmasına rağmen Suriye Kürtleri arasındaki anlaşmazlıklar çözülememişti.

Yapılan anlaşma ve ara buluculuk girişimlerine rağmen Rojava’daki bu iki siyasi güç arasındaki sorunların geçmişte neden çözülemediği sorusunun yanıtı aslında bugün nasıl bir araya gelebildiklerini de açıklıyor.

2012 yazından başlayarak PYD, Suriye’deki iç savaşın bir sonucu olarak Rojava’da özerk kanton yönetimlerinin kurulmasına/ilan edilmesine öncülük etmişti. PYD’nin 2014’te IŞİD’in Kobanê kuşatmasına karşı direnişi sürecinde bölgesel çıkarları için ‘IŞİD ile mücadele’ stratejisini benimseyen ABD ile iş birliği, daha sonra SDG’nin (Suriye Demokratik Güçleri) kuruluşu ile bugüne kadar devam etmişti. Sınırlı bir güce sahip olan ENKS ise, Türkiye’nin desteklediği SMDK (Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Koalisyonu) içinde yer alıyordu. Dolayısıyla iç savaş boyunca PYD rejim ve cihatçı güçlerden bağımsız bir tutum almış ve ENKS ise, Türkiye destekli muhalif güçlerin yanında yer almıştı. Öte yandan PKK’nin Irak Kürdistan’ından çıkmasını isteyen ve Türkiye’nin sınır ötesi operasyonlarına sessiz kalan KDP ile PKK arasındaki gerilim, Öcalan çizgisindeki PYD ile Barzani çizgisindeki ENKS arasındaki anlaşmazlığı da........

© Evrensel