PKK kongresi: Bir son mu, yeni bir başlangıç mı?
PKK, Öcalan’ın 27 Şubat’taki çağrısının ardından toplanıp toplanmayacağı ya da ne zaman toplanacağı tartışma konusu olan kongresini 5-7 Mayıs tarihleri arasında ‘Medya savunma alanlarında (Irak Kürdistan Bölgesinde) gerçekleştirdiğini açıkladı. PKK tarafından kongrenin toplanmasına dair yapılan açıklamada “Öcalan’ın çağrısı temelinde tarihi önemde kararların alındığı” ve bu kararların önümüzdeki günlerde kamuoyu ile paylaşılacağı belirtiliyor. Böylece Öcalan’ın PKK’ye fesih kongresi toplama ve silah bırakma çağrısını yapmasının ve PKK’nin de bu çağrıya uyacağını açıklayıp tek taraflı ateşkes ilan etmesinin ardından süreç bakımından önemli bir adım daha atılmış oldu. Bu adımın nasıl değerlendirileceği, sürecin bundan sonra hangi yönde ilerleyeceği sorusunun yanıtını bulmak bakımından büyük önem taşıyacaktır: PKK kongresi, süreci “terörsüz Türkiye” olarak adlandıran ve bu süreçte atması gereken adımları görmezden gelen iktidar blokunun iddia ettiği gibi bir ‘son’ mu olacak, yoksa Kürt sorununun barışçıl çözümü ve demokratik bir Türkiye’nin inşa edilmesi için yeni bir başlangıç mı olacak?
MHP Lideri Bahçeli, geçen yılın ekim ayında yeni sürecin sözcülüğüne soyunurken bölgesel tehditlere ve iç cepheyi güçlendirme ihtiyacına vurgu yapmıştı. Bu süreçle İsrail saldırıları üzerinden bölge (Ortadoğu) yeniden dizayn edilirken Türkiye’nin Kürtlerle çatışma halinin devamının yaratacağı riskler ortadan kaldırılmaya ve içeride de muhalefete karşı iktidarın eli güçlendirilmeye çalışılıyordu.
Bugün Suriye’de uzunca bir süredir desteklediği HTŞ’nin yönetimi ele geçirmesi, Erdoğan iktidarına belli bir hareket alanı sağlasa da asıl olarak en büyük bölgesel rakiplerinden biri olan Esad rejiminin devrilmesiyle İsrail’in Suriye üzerindeki ve bölgedeki kontrolü arttı.
İçeride ise iktidarın “İç cepheyi güçlendirmek”ten anladığı kendi bekasını güvenceye almaktı. Bu amaçla Kürt sorunundaki süreç, CHP’nin Cumhurbaşkanı Adayı İmamoğlu’nu hedef alan 19 Mart operasyonu üzerinden muhalefeti parçalama ve ana muhalefet partisini baskı altına almanın dayanağı haline getirilmek istendi. Ancak gerek halkın güçlü ve kitlesel direnişi ve gerekse muhalefetin ortaya koyduğu ‘birlik’ tutumu bu hesabı önemli oranda boşa çıkardı. Bu durum, sıkışan Erdoğan’ı DEM Parti İmralı heyeti ile görüşme ve süreci doğrudan sahiplenme zorunda bıraktı.
Öcalan’ın PKK’ye fesih kongresi toplama ve silah bırakma çağrısı da Kürt hareketi ve Kürt sorununun barışçıl-demokratik çözümü için riskleri ve olanakları bir arada barındırıyordu. Çünkü Türkiye ile çatışma hali,........
© Evrensel
