menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

21. yüzyılda bir “kentsel devrim” okuması: Samandağ

8 1
10.05.2025

Geçen haftadan devamla, Lefebvre’in eserine de adını verdiği “Kentsel Devrim” kavramını Türkiye’den güncel kentleşme sorunlarıyla birlikte tartışmaya devam etmek istiyorum.

“Kentsel Devrim” dışında, yine Lefebvre ait ve burada sık sık atıfta bulunduğum “Şehir Hakkı” ve “Mekânın Üretimi” eserlerini Türkçe’ye kazandıran Sel Yayıncılık’ın KentSEL serisini anmayı da atlamayayım.

Tüm bu eserler, bizlere kentleşme üzerine yeni ufuklar sağlamanın yanısıra, hep dilegetirdiğimiz, adil bir kentleşmenin inşası üzerine de yön verecek düşünceleri içeriyor. Zira geçen hafta işaret ettiğim “kör alan”dan çıkabilmek için yeni kavram ve araçlara ihtiyacımız var.

Bugün söz konusu kör alanı, mevcut sistem içerisinde mütemadiyen yeniden üreten “Şehircilik Yanılsaması”na yakından bakalım.

Şehircilik Yanılsaması”, “Kentsel Devrim” (Sel, 5. Baskı, 2017) kitabının 8. Bölümünün adı. Lefebvre, “şehircilik nedir” diye soruyor ve şöyle cevap veriyor; “Neo-kapitalist toplumun, yani “organize kapitalizm”den farklı olarak “organizasyon kapitalizminin bir üstyapısıdır. Söz konusu toplum biçimi, bir kez daha tanımlamak gerekirse, güdümlü tüketime dayalı bürokratik toplumdur. Şehircilik, özgür ve mevcut gibi görünen, rasyonel eyleme açık bir alanı -yaşanılan mekânı- örgütler. Mekânın ve yaşam alanının tüketimini yönetir” (s.157).

Bu sözleri şehirciliği/planlamayı tartışmaya açmak için alıntıladım. Çokça tartışıldığı gibi, anaakım planlama, nüfus politikalarından yaşama her şeyi denetim/gözetim altına alır. Tam da bu nedenle planlama, radikal bir eleştirinin konusudur.

Yine Lefebvre’e dönersek, “Şehircilik gizler. Neyi gizler? Durumu. Üzerini örter. Neyin üzerini örter? İşlemlerin. Tıkar. Neyi........

© Evrensel