Otoriterleşmenin politik ekonomisi
2023 seçimlerinin ardından Şimşek yönetiminde uygulamaya konulan yüksek faiz politikasının gerekçesi enflasyonu düşürmek olarak sunulmuştu. Haziran 2023’te yüzde 38 olan TÜİK enflasyon oranı, son açıklanan verilere göre Ekim ayında yüzde 33 olarak gerçekleşti. Böylelikle sadece 2025 enflasyon hedefinin tutmayacağı değil aynı zamanda 2026 hedefine ulaşmanın da pek mümkün olmadığı açık bir biçimde görülüyor. Haziran 2023’ten bugüne Şimşek dönemine bir bütün olarak baktığımızda, TÜİK’in açıkladığı tüketici fiyat endeksinin 1346’dan 3442’ye yükseldiğini görüyoruz. Bu, resmi istatistiklere göre ortalama tüketici fiyatlarının 2,5 kattan fazla arttığını gösteriyor. Yüksek enflasyon ortamında, enflasyon oranındaki birkaç puanlık düşüşün pratikte pek bir anlam taşımadığı bu verilerle ortaya çıkıyor. Ekonomi yönetimi bu başarısızlığın sebebini enflasyon beklentilerinin yeterince hızlı bir biçimde düşmemesi olarak açıklıyor; başka bir ifadeyle, koyduğu hedeflere kimsenin inanmamasından yakınıyor. Oysa uygulanan politikaların önceliği, görünürde enflasyonu düşürmek olsa da esas amaç, yüksek faiz politikasıyla dış sermaye çekip ekonominin döviz ihtiyacını bir ölçüde karşılamak ve enflasyonla mücadele söylemi altında ücret artışlarını sınırlamaktı.
Son haftaların ilginç bir gelişmesi ise 2002 sonrasında ekonomiden sorumlu devlet bakanı olarak görev yapan Ali Babacan’ın yeniden ekonominin başına geçebileceğine dair söylentilerdi. Bu söylentiler, 2000’li yılların “başarı hikayesi” olarak anılan ekonomik performansına dönüleceği yönündeki nostaljik bir umudun dışavurumu olarak da okunabilir. 2001 krizi sonrasında IMF reçetesinin tavizsiz bir biçimde uygulanması, uluslararası finansal sermayeye yüksek kazanç imkanları sunulması ve kamu işletmelerinin hızla özelleştirilmesi, küresel likiditenin genişlediği bir dönemde Türkiye’ye yoğun dış sermaye girişi sağlamıştı. Bu girişler, TL’nin reel olarak hızla değerlenmesine ve böylelikle enflasyonun göreli olarak gerilemesine yol açarken, kredi genişlemesinin de katkısıyla yüksek büyüme oranları elde edilmişti. Ancak bu büyüme modeli, bir yandan........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Gideon Levy
Sabine Sterk
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein