menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Hoş geldin transfer sezonu: Para bizde, şöhret bizde

27 0
22.06.2025

Galatasaray’ın Bayern Münih’le sözleşmesi sona eren Leroy Sané’yi vergiler hariç yıllık 12 milyon avro maliyetle kadrosuna katması Avrupa medyasının ilgisini çekti. Elbette The Athletic, ESPN, Sky, L’Équipe gibi mecralar Türk takımlarının bu tip yüksek maliyetli, büyük isimli futbolcuları kadrosuna katmasına alışık. Yine de norm olan, maliyetlerin ve profilin biraz daha düşük olması, yaşın biraz daha yüksek olmasıydı. Bu bakımdan 29 yaşındaki Sane’nin 9 yıllık elit Manchester City-Bayern Münih maceralarının ardından Türkiye’ye “düşmesi” dikkatleri çekti. Tabii bir de Osimhen piyangosunun Osimhen çılgınlığına dönüşmesi ihtimali var… Eloğlu merak içinde: Acaba Türkiye’de gizli yer altı zenginlikleri mi bulundu da dünyanın en büyük kulüplerinin vermediği yıllık maaşları yıllardır Avrupa’da elle tutulur hiçbir başarısı olmayan, düzenli-istikrarlı bir Şampiyonlar Ligi geliri olmayan bu takımlar verebiliyor? Hadi Suudi Arabistan’ı, Katar’ı, BAE’yi, Çin’i, Rusya’yı anladık da Türkiye’ye ne oluyor!

Milyarlarca dolarlık futbol endüstrisi kendi içerisinde iş sahaları, iş bölümleri de üretiyor. Kimi ülkeler, coğrafyalar bu ayrımlara göre kendi içinde örgütleniyor. Kimisi başarıyı, kimisi ulusal gururu, kimisi kârı, kimisi futbolun kitleleri eyleme özelliğini önemsiyor, buna göre adım atıyor. Yanlış anlaşılmasın, tüm devletler buna göre bilinçli stratejiler geliştiriyor demiyorum, bunların çoğu burjuvazinin tercihlerinin doğal akışı içerisinde belirleniyor. Ama kapitalist düzen içinde hepsi bir mantığa dayanıyor. Türkiye’deki mantık, ulusal gurur üretme........

© Evrensel