Kazanamama alışkanlığı
Futbola sadece futbol olarak bakmaya gayret eden, oyunu fizik kalite, taktik, sistem, çalışma (antrenmanlar, setler, driller, vb.) ve yetenek seti üzerinden okumaya çalışan birisiyim.
Buraden hareketle dün Kasımpaşa-Galatasaray maçı başladığı an itibariyle gördüğüm şu oldu: Galatasaray, AFC Ajax karşılaşmasıyla her üç AZ Alkmaar maçının ilk yarılarında her ne yaşadıysa Kasımpaşa karşısında da aynı şeyleri yaşadı. Rakibinin üstünlüğünü ilk saniyeden itibaren kabul etti, karşı koyamadı. Yani bir déjà vu yaşadı ev yaşattı Galatasaray.
Bu açıkçası benim için biraz sürpriz oldu. Şundan; kısmen Galatasaray’ın Rize deplasmanında ilk yarıdaki oyununu bir kenara ayırıyorum. Bir hafta önce karşılaştığı Fenerbahçe de dahil, hiçbir Süper Lig takımı Galatasaray’ı bugüne dek böylesi zor bir durum sokmamıştı.
Kanımca başta Okan Buruk olmak üzere Galatasaray teknik heyeti için de bu biraz sürpriz olmuştur.
Burada Kasımpaşa’nın Galatasaray ceza sahasına girme sayısından, ya da Fernando Muslera’nın koruduğu kaleye çektiği isabetli şut sayısından, veya Kasımpaşa’nın ürettiği gol beklentisinden bahsediyor değilim. Bunlar sonuç.
Ben daha esaslı bir şeyden, bu sonuçlara yol açan temel nedenden bahsetmeye çalışıyorum: Kasımpaşa Galatasaray’ı maçın en başından itibaren belirli bir plan üzerinden neredeyse benzer set hücumlarıyla teslim aldı. Galatasaray ise Kasımpaşa’nın bu oyununa karşı hiçbir önlem üretemedi. Galatasaraylıların fizik, taktik ve zihin gücü, ev ödevini çok iyi çalışmış olan Kasımpaşa’ya ilk saniyeden itibaren hiç karşı koyamadı.
Kasımpaşa’nın oynayacağı futbolun ipucunu maçtan önce teknik sorumlu Serhat Sütlü iki anahtar kavram eşliğinde vermişti:
Aslında burada yeni bir şey yok. Her takım rakibine karşı bunu yapmak ister. Galatasaray için burada yeni olan Süper Lig’den bir takımın bunu başarması.
Peki nasıl başardı bunu Kasımpaşa?
Şimdi bu analizimi kuramsal düzeyde destekleyen iki veri paylaşmak istiyorum.
Kasımpaşa ilk yarıda hücumlarının yüzde 42,9’unu, tüm maçta ise yüzde 42,7’sini kendi sağ, Galatasaray’ın sol kanadından gerçekleştirdi. Bu da planın işlediğini gösteriyor bize.
Kasımpaşa’nın ilk yarıda futbolcularının ortalama saha içi dağılımları gösteren aşağıdaki grafik Kasımpaşa’nın sağ bölge oyuncularının, Winck (2), Piatkowski (91), Hajradinoviç (10) ve Fall (7) ile 4141’in merkezindeki Gökhan Gül’ün (6) birbirlerine ne kadar bitişik oynadıklarını net olarak gösteriyor. Grafik bahsetmiş olduğum gibi Osimhen ve Barış Alper Yılmaz’a, kullanabilecekleri geniş boşlukları vermemek için sol bek Yasin Özcan’la (58) sol stoper Opoku’nun (20) biraz geride kaldıklarını da ortaya koyuyor.
Görsel: TOD TV
Görsel: TOD TV
Galatasaray ise Kasımpaşa’nın bu oyun planına karşı neredeyse hiçbir şey yapamadı.
Biraz açacak olursam öncelikle Kasımpaşa’nın sağ bekini tutmakla görevli olan Roland Sallai bu vazifesini neredeyse hiç yerine getiremedi. Benzer biçimde Eren Elmalı da Fall’un sprintlerine karşılık veremedi. Bu ise Abdülkerim Bardakcı’nın kapatmakta zorluk çektiği koridorların oluşmasına yol açtı.
Yine benzer biçimde oyun içinde Hajradinoviç’le eşleşen Mario Lemina da Boşnak oyuncunun tekniğine ve bindirmelerine ciddi yanıt veremedi. Bu ise maçın ilk yarısında Galatasaray’ın savunma merkezinin sola yanaşmasına yol açarak sağ bek Frankowski ile sağ stoper Sànchez arasında Brekalo’nun kolaylıkla girip skor üretme fırsatı bulabileceği bir koridorun oluşmasına yol açtı.
Bahsetmeye çalıştığım bu iki konuyu, Galatasaraylı futbolcuların ilk yarıdaki ortalama saha içi dağılımlarını gösteren aşağıdaki grafik de çarpıcı biçimde ortaya koyuyor. Burada da görüldüğü gibi Sallai (7) ile Elmalı (17) birbirlerine yardım edebilecek yakınlıkta değillerdi. Tam tersine sarı çift taraflı okla belirtildiği gibi bu iki futbolcunun araları oldukça açıktı. Ayrıca grafikte Frankowski’yle (29) Sànchez (6) arasında da sarı ile işaretlediğim koridor da net biçimde görülüyor.
Görsel: TOD TV
Görsel: TOD TV
Şimdi yazının analiz bölümünde, yukarıda bahsetmiş olduğum Kasımpaşa’nın taktik ve stratejilerini daha anlaşılır kılmak amacıyla örnekler bölümüne geçiyorum.
Kasımpaşa, Galatasaray’ın geriden oyun kurma problemini ortaya çıkarmak amacıyla tıpkı AFC Ajax ve Az Alkmaar’ın yaptıkları gibi maça güçlü bir ön alan baskısıyla başladı. Bu baskı sayesinde birçok kez tehlike ürettiği gibi Galatasaray’ın topla oynama kapasitesini de radikal biçimde aşağıya çekmiş oldu.
Buraya Kasımpaşa’nın yaptığı ön alan baskısı sayesinde ürettiği tehlikeli pozisyonları göstermek amacıyla iki örnek alıyorum.
Dakika 20,07. Galatasaray hücumunda Yasin Özcan kaptığı topu uzaklaştırmak isterken Frankowski araya giriyor. Sallai’nin de yardımıyla top Galatasaray’da kalıyor. Ancak Kasımpaşa topa baskı yaptığı için önce Frankowski, ardından Torreira ve en nihayetinde Sara yüzlerini kendi kalelerine dönmek zorunda kalıyorlar. Top gerideki Lemina’ya geliyor. Bu sırada Nuno da Costa, Bardakcı’nın pas açısını kapatarak Lemina’nın üzerine gidiyor ve Ben Ouanes’in de yardımıyla topu kazanıyor.
Bein Sports yayınından alınan ekran görüntüsü
Bein Sports yayınından alınan ekran görüntüsü
Kasımpaşa’nın ön alan baskısına bakıyoruz. Da Costa ve Ben Ouanes yaptıkları baskıyla Lemina’dan topu çalmak üzereler.
Topu kazanan Nuno da Costa sağında Hajradinoviç, solunda ise Ben Ouanes varken Galatasaray kalesine şut atmayı tercih ediyor. Ancak farklı biçimden üstten dışarı gönderiyor.
Bein Sports yayınından alınan ekran görüntüsü
Bein Sports yayınından alınan ekran görüntüsü
Beş saniye sonrası. Da Costa solda uygun durumda Ben Ouanes, sağda ise Hajradinoviç varken şutu tercih ediyor.
Burada Lemina’nın top kaybı yapmasına yol açan iki neden var. İlki Kasımpaşa’nın baskısı nedeniyle Galatasaraylı futbolcuların hep geriye oynamak zorunda kalması. İkinci olarak bir önceki benzer pozisyonda yaptığı driblingle Kasımpaşa baskısını kırarak takımını hücuma çıkaran Lemina’nın kendine yönelik aşırı güveni. Lemina bu özgüven nedeniyle Costa’nın fizik gücünü hesaba katma gereği duymadı ve risk aldı. (Lemina benzer bir hatayı dakika 30,41’de de yaptı. Keza Gabriel Sara da dakika 17,33’te kendisine yapılan üçlü baskı sonrasında top kaybı yaptı.)
Sırada golle sonuçlanan ikinci örnek var.
Dakika 59,54. Kasımpaşa’nın soldan kullandığı taç atışı iki pas sonrasında sağ bek Winck’e geliyor. Winck çoğu zaman yaptığı gibi ilerideki Fall’a uzun ve yüksek oynuyor. Eren Elmalı bunu kesiyor ve top Torreira’ya geliyor.
Bein Sports yayınından alınan ekran görüntüsü
Bein Sports yayınından alınan ekran görüntüsü
Kasımpaşa’nın ikinci golünün 11 saniye öncesine bakıyoruz. Eren Elmalı’nın uzaklaştırdığı top Torreira’ya geliyor. Ancak hızlı ve güçlü olmayan Torreira arkasındaki Gökhan Gül’ün yaptığı şarj sonrasında yere düşerek top kaybı yapacak.
Ancak Torreira hızlı ve keskin değil. Gökhan Gül’ün bir dokunuşuyla yere düşüp top kaybı yapıyor. Böylece Kasımpaşa’nın 6’ya 4 geçiş hücumu başlıyor.
Bein Sports yayınından alınan ekran görüntüsü
Bein Sports yayınından alınan ekran görüntüsü
Üç saniye sonrası. Torreira’nın yaptığı top kaybı sonrasında 6’ya 4 başlayan Kasımpaşa hücumunda dribling yapan Gökhan Gül, soldan bindiren takım arkadaşı Brekalo’yu yerden vereceği pasla kaçırmak üzere.
Brekalo topla Galatasaray ceza sahasına giriyor. Yaptığı aldatmaca sonrasında kendisini karşılayan Frankowski yere yatarak tek hamlesini gerçekleştiriyor. Brekalo’nun beklediği zaten bu. Frankowsk’nin bu hamlesinin ardından öldürücü şutunu atıyor. Frankowski’ye çarpan top uzak direğin yanından filelerle buluşuyor.
Bein Sports yayınından alınan ekran görüntüsü
Bein Sports yayınından alınan ekran görüntüsü
Yedi saniye sonrası. Brekalo şutunu ayağından çıkarmış durumda. Top yerdeki Frankowski’ye de çarparak kaleye gidecek.
Bu golde öne çıkan üç şey var.
Kasımpaşa’nın ne kadar iyi bir hızlı geçiş takımı olduğunu tek bir örnekle göstermek istiyorum ki bu örnek sanırım dünkü maçın takım savunması ve takım hücumu anlamında adına şahikasını oluşturuyordu.
Dakika 35,33. Muslera kendisine verilen geri pası ileriye doğru oynuyor. Bu topu Osimhen dizinde yumuşatıp sağdaki Barış Alper Yılmaz’a veriyor. Bu sırada iç koridordan Frankowski koşmaya başlıyor, Yılmaz da onun önüne bırakıyor topu. Frankowski’nin yaptığı ortaya Sallai kafasıyla dokunabiliyor. Ancak bu dokunuş yüzünden hızla o noktaya gelen Eren Elmalı daha etkili bir vuruş yapmaktan mahrum kalıyor.
Bein Sports yayınından alınan ekran görüntüsü
Bein Sports yayınından alınan ekran görüntüsü
Kasımpaşa’nın hızlı hücumunun başlangıç evresine bakıyoruz. Sağdan Frankowski’nin yaptığı ortaya Sallai kafa vuruyor. Ancak vuruşunda top arkaya gidiyor. Böylece Eren daha iyi........© Evrensel
