Amerikan eğitim sistemi çökertilirken
Geçtiğimiz çarşamba, yüzü maskeli Amerikan görevlileri, Türkiye vatandaşı Rümeysa Öztürk’ü ters kelepçe takarak gündüz gözüyle kaçırdı. “Suç”u, bir öğrenci gazetesinde üniversitesinin İsrail’e yaptığı yatırımları kesmesini talep eden bir yazıdaki imzası.
İçinden geçmekte olduğumuz çökertmenin merkezinde elbette Filistin ve Filistin yanlısı öğrenciler var. Fakat geçen sene Filistin eylemleriyle başlamış gözükse de aşırı sağın eğitim camiasına saldırısı çok daha büyük bir projenin parçası aslında. Öztürk’e yapılan muamele de Müslümanları ezmek kadar devletin gücünün ve okulların acizliğinin altını çizmeyi de hedefliyor.
Projenin yakın zamandaki ayaklarından biri Florida eyaleti idi. Burada üniversitelere karşı toptan bir çökertme hareketi yaşandı ama ne Demokratlar ne Cumhuriyetçiler bu operasyona ulusal çapta dikkat çekmek için özel bir çaba harcadılar.
Savaşın rengi Filistin eylemleri ile değişti. Columbia, Northwestern, UCLA gibi prestijli üniversitelerin yöneticileri, Kongrede sorguya çekildi. Bu sorgu zinciri, sağcı kuruluşların da dahliyle gayet kamusal şekilde yaşandı, bütün ulusun gündemi oldu. Üstelik Florida’dakinin aksine Demokratların ciddi bir kısmı aşırı sağın kısmen yanında yer aldı bu konuda.
Yine de dediğim gibi, hedefler Filistin meselesiyle sınırlı değil. Aşırı sağ, bu konuya bulaşan herkesi elbette cezalandırmak istiyor. Ama genel bir korku salmak, eğitimcilerin birbirine güvenini kırmak, sonra da daha toptan bir çökertme hareketine girişmek emeller arasında.
Columbia yöneticileri Filistin konusunda en az Trump kadar sağcı olduklarını gösterdiler, Trump’ın bile talep etmediği sert uygulamalara imza attılar kampüslerinde. Yine de Trump’ın Columbia bütçesinden 400 milyon dolarlık bir kesinti yapmasını........
© Evrensel
