'Hepimiz İbrahim’den geldik' denirse şaşırmayalım
Suriye’de ABD’nin ‘yeni pozisyonu’ ne? Suriye’deki yeni rejim, yana yakıla ‘dış ekonomik destek’ ve ‘uluslararası meşruiyet’ ararken bu soru öne çıkan soruların başında geliyor.
Kimilerine göre… ABD, ülkenin geleceğini şu üç aktöre bıraktı: Avrupa Birliği, Körfez ülkeleri ve Türkiye dahil Suriye’nin komşuları…
Avrupa ülkeleri yaptırımlarını gevşetip ve Şam’da büyükelçiliklerini yeniden açarken, ABD’nin Suriye’den tamamen çekileceği iddiaları da bu çerçevede gündeme getiriliyor.
The Economist’te geçen hafta yayımlanan kapsamlı haber-yorum, mevcut tartışmaları iyice alevlendirdi. ‘Dünyaca etkili’ ekonomi ve uluslararası ilişkiler (kesinlikle daha fazlası olan) dergide çıkan haberin ses getirmesi doğaldı da.
Habere göre Şam’ın sokaklarında iki Cumhuriyetçi Kongre üyesi cirit atıyordu. ABD siyasetindeki yerlerine dair ayrıntılar verilen bu iki adamın yürüttüğü diplomasiye dair de şu bilgiler paylaşılıyordu:
Suriye’nin yeni lideri görüşmelerde, uygun koşullar oluşursa ülkesinin gelecekte, 2020 yılında İsrail ile bazı Arap ülkeleri arasında imzalanan İbrahim Anlaşmalarına katılabileceğini ima etti.
Ziyareti perde arkasından yürütenler bu süreci büyük bir diplomatik başarı olarak değerlendiriyor.
Bu ifadeler şöylesi soru ve yorumları beraberinde getirdi:
Suriye rejimi, Evanjeliklerin (siyasette de etkili ‘Hristiyanlık tarikatı’nın) gölgesinde bir pazarlığa mı girişiyor?
Yürütülen Amerika’nın resmi diplomasisi mi, yoksa gayriresmi misyoner bir kanadın temasları mı?
Tüm bu trafik, Suriye’nin geleceğini nasıl şekillendirecek?
Tam bu sorular gündemdeyken 48. İktisatçılar Haftası’nın oturumlarından birinin de tartışma konularından biri şuydu: Ortadoğu’da Siyasi Dinamikler ve Değişen Dengeler!
O oturumda Kadir Has Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Aydın şöyle uyarıyordu. Daha doğrusu bir düzeltme yapıyordu: Her ne kadar ABD Ortadoğu’dan çekilip ağırlığı başka yerlere verse de… ABD’nin arkasına bakmadan bölgeden çekilmediği falan yok!
Aksine… ABD, Suriye’de Batı’ya, AB’ye bağlı bir düzen kurulması için uğraşıyor.
Aydın Trump’ın ilk döneminde imzalanan İbrahim Anlaşmalarını da bu doğrultuda yorumluyor: Bu anlaşma İsrail’in güvenliğini sağlanmak, İsrail açısından........
© Evrensel
