İran: Kayıkçı kavgasıyla buraya kadar
İsrail adlı terör örgütü, Ortadoğu’yu kana bulamak için tüm kozlarını masaya sürdü. 1979’dan bu yana, İran ile İsrail arasında devam eden kayıkçı kavgası, farklı bir aşamaya evirildi.
Mahallenin kuduz köpeği, sahibinin yol vermesiyle, mahallenin kof kabadayısına saldırdı. Aslında her ikisi, birbirinin varlık gerekçesi. Bugüne kadar, özellikle İsrail’in ufak tefek çizik atmaları olsa bile, aradaki ilişki, bir nevi danışıklı dövüş niteliğindeydi.
Bu defa İsrail, İran’a ağır bir darbe indirdi. Genelkurmay Başkanı, Devrim Muhafızları Komutanı, dinî liderin bazı danışmanları, önde gelen nükleer bilim adamları, İsrail saldırılarında hayatlarını kaybetti.
Suikast görünümlü bu tarz nokta atışı cinayetler, içeriden ihanet olmaksızın becerilemez. Bunca üst düzey asker ve bilim insanlarının birkaç saat içerisinde öldürülmesinin, ‘ihanet’ dışında bir izahı olamaz.
İran’ın, İsrail terör örgütünün bu son saldırısına nasıl bir karşılık vereceği henüz belirsiz. Geride kalan bir yıllık gerilim ve çatışmalardaki duruşuna ve tavrına bakarsak, İran’ın, İsrail’in canını ciddi şekilde yakacak bir karşılık vermesi uzak bir ihtimal.
SİNEYE ÇEKİLEN SALDIRILAR
Hatırlayalım… Önce, İran Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani, Bağdat’ta öldürüldü. Fail ABD olsa da işin içinde İsrail parmağı olduğu kuşku götürmezdi.
Ardından, İran Cumhurbaşkanı, sabotaj kokan bir helikopter kazasında hayatını kaybetti. Gözler İsrail’e çevrildiğinde, bu terör örgütü, “Ben yapmadım…” demedi.
Hamas Lideri İsmail Haniye, Tahran’da, İran’ın en üst düzey koruması........
© Eurovizyon
