menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Gazetecilere yargısız infaz

13 1
28.04.2025

Cem Küçük, operasyonun başından bu yana savcılığın medya şubesi gibi davranıyor. “İBB’nin maaşa bağladığı gazeteciler konuşmalı!” başlıklı yazısında da isimlerini sıraladığı gazetecileri töhmet altında bırakmıştı:

MASAK raporu bazı gazetecilerin para trafiğini raporlamış. Savcılık soruşturmasına birçok gazeteci girdi ve onların da bilgilerine başvurulabilir.

…Adı geçen gazeteciler hangi belediyenin aracını kullandılar bilmek kamuoyunun hakkı. Adı geçen gazeteciler ve daha fazlası savcılık soruşturmasına girmiş durumdalar.”

Oysa isimlerini sıraladığı gazetecilerin çoğuyla ilgili hiçbir somut veri yok. Halk TV’nin sahibi Cafer Mahiroğlu ile gazeteciler Altan Sancar, Şaban Sevinç ve İsmail Saymaz’ın isimlerinin de CHP Kurultayı ile ilgili MASAK raporunda nasıl geçtiğini belirtmiyor.

Ben de rapora baktım, bu gazeteciler hakkında bir suç kanıtı bulunmuş mu diye. Hayır yok, üstelik raporun sonuç bölümünde “(savcılığın bildirdiği kişilerin) aralarında gerçekleşen para transferleri kontrol edilmiş ancak herhangi bir para transferi kaydına rastlanılmamıştır” deniliyor.

Rapora göre incelenen dönemde İsmail Saymaz'ın hesabına 8 milyon 196 bin TL, Şaban Sevinç’in hesabına 521 bin 732 TL, Altan Sancar’ın hesabına ise 50 bin lira yatırılmış. Şaban Sevinç, bu paranın “Eşinin hesabında biriken Ankara’daki evlerinin kira geliri”, Altan Sancar da "Yöneticisi olduğu Politik Yol sitesine gelen reklam ödemesi" olduğunu belirtti.

İsmail Saymaz ise o paranın yatırıldığı dönemde Sözcü TV’den Halk TV’ye geçtiğini anımsatarak, aynı gün Halk TV’nin sahibi Cafer Mahiroğlu’nun hesabından da aynı miktar paranın çıktığının raporda görüldüğüne dikkat çekti. Cafer Mahiroğlu da işinsanı; o da “Banka hesaplarımda yüksek meblağlı para hareketlerinin olması değil, olmaması şaşırtırdı” dedi.

Zaten MASAK raporunda bu paraların CHP ya da İBB’den yatırıldığına dair bilgi de yok. Oysa Cem Küçük ve iktidar medyasının yönelttiği suçlama neydi? Özgür Özel’in genel başkan seçildiği CHP kurultayını etkilemek için çalıştıkları ve karşılığında para aldıkları…

Üzücü olan, hiçbir kanıt olmadan, sadece iki kişinin ifadesine dayanarak, gazetecilerin bilgilerine bile başvurulmadan soruşturmaya dahil edilmeleri, kurultaydan aylar sonraki hesap hareketlerinin, malvarlıklarının incelenmesi ve suçlu gibi gösterilmeleri…

Gazetecilik” ve “yargı” eliyle yapılan bir yargısız infaza maruz kaldı bu arkadaşlarımız…

CHP Kurultayı soruşturması nedeniyle ifadesi alınanlardan biri de gazeteci Altan Sancar’dı. Tanık Tolgahan Erdoğan’ın, “Altan Sancar’a Beşiktaş Belediyesi’ne ait aracın tahsis edildiğini duydum” sözleri sorulunca Sancar şu yanıtı verdi:

“Herhangi bir kurumdan herhangi bir araç bana tahsis edilmemiştir. Bugüne kadar belediyeye ait kullandığım tek araç, belediye otobüsüdür.”

Bu yanıt ve Sancar’ın ifade verdiğinin medyada haber olmasının ardından halen tutuklu olan İstanbul Planlama Ajansı Genel Müdürü Doç. Dr. Buğra Gökçe, “Değerli Medya Ombudsmanı @farukbildirici Ne yazık ki bir meslektaşınız, genç bir arkadaşınız olan @altansancarr 'ın farazi suçlamalarla ifade vermeye çağrıldığını öğrendim” diye başlayan bir

© Elips Haber