‘Çocuklarının gözü önünde’ klişesi
“Marmaray’da bir babanın çocuklarının yanında yumruklanması” haberlerinde de aynı yanlış yinelendi. Sormadan, soruşturmadan, sosyal medyadaki kısacık paylaşımdaki görüntülerin önüne arkasına bakmadan, taraflarla konuşmadan haber yapılınca ortalık birbirine girdi.
Halbuki metroda görüntüleri çeken yılların habercisi, TRT Haber’den Fuat Kozluklu. Gazetecilik refleksiyle tartışmayı çekmeye başlamış, yumruk atılınca görüntüleri “Marmaray’da iki çocuğuyla seyahat eden babanın kapıda duran kadına tepkisiyle başlayan tartışma yumruklu kavgaya dönüştü” diye yazarak paylaşmıştı sosyal medyadan. Türkiye’ye dair sıradan bir şiddet görüntüsü olduğunu düşünmüş ve bu kadar büyüyeceğini tahmin edememiş olacak ki, ayrıntılı yazmamıştı olayı.
Ama yine de dakikalar içinde ulaşılabilecek Kozluklu’ya sormak yerine sosyal medyadaki tepkilere dayanarak haber yapıldı medyada. İHA ve DHA’nın da aralarında olduğu çoğumedya kuruluşu, Kozluklu’yu kaynak bile göstermedi. Hatta TRT Haber’in sitesinde “olayın görüntüsünün bir yolcu tarafından kaydedildiği” yazıldı.
Kozluklu da görüntüler yayılıp yumruk atan adama tepkiler yükselince bir gün sonra yeni bir paylaşımda bulunarak, yumruğun öncesi ve sonrasında olanları aktardı. Çocuklu adam, dakikalar boyu söylenince, rahatsız olan genç kadın ağlamış, tartışma da bu yüzden çıkmış.
Burnuna yumruk atılan adam da istasyona inince “mavi gömlekli” gence saldırmış. Ancak bunlar ortaya çıktıktan sonra yumruğun öncesine de odaklandı gazeteciler. Sadece “baba” ile konuşmayı bırakıp o genç kadın ve “mavi gömlekli” ile konuştular.
Elbette bir babanın çocuklarının yanında yumruklanması, çocukların travmatize olması asla kabul edilemez. Ama şiddeti böyle “baba”lık ve “çocuklarının yanında yumruklanma” ile ambalajlayarak sunmak, özünü görmemizi engelliyor.
Kaldı ki, bu “çocuklarının yanında” ve “çocuklarının gözü önünde” başlıkları da klişe haline geldi. “Çocuklarının gözü önünde eşini öldürüp başında bekledi (Haberler.com), “Kadın sürücüye çocuklarının önünde saldırı” (İHA), “Parka giden kadın çocuklarının önünde darbedildi” (Milliyet), “Bursa'da eşini çocuklarının gözü önünde vuran saldırgana tahliye” (Ensonhaber) gibi haberlere çok sık rastlıyorum.
Taramaya kalksam bu klişeyle atılmış yüzlerce başlık bulabilirim. Bu kadar sık kullanılınca insan sormadan edemiyor; şiddet, çocukların gözü önünde olunca mı haber değeri taşıyor? Şiddet sadece çocukların yanında olunca mı problemimiz haline geliyor?
Şiddetin çocuklara etkisiyle ilgili bilgi ya da çocuklarla ilgili gelişme varsa tamam, haberin unsuru haline gelir; haberde bu bilgi verilir tabii. Ama her şiddet haberinde böyle “çocukların yanında” klişesini kullanmaktan da vazgeçelim.
Şiddet çocukların gözü önünde olmasa da kötüdür, lanetlenmelidir. Marmaray’da çocukları yanında olmasaydı da o adamın yumruklanması yanlıştı. Şiddete dair kaygı verici durumdayız, öncelikle medyada…
İzmir’de belediye işçilerinin yedi gün süren grevi medyadaki saflaşmaya ayna tuttu; medya kuruluşlarının büyük bölümü, iktidarıyla muhalifiyle gerçeğin değil partisinin yanında hizalandı.
İktidar medyası grev boyunca netti. Grev CHP’li belediyedeolunca iktidarın süreklilik halini alan grev yasaklarına itirazetmediklerini unutuverdiler; sendikasever gazeteciye dönüştüler.
Akşam, Sabah, Türkiye ve Yeni Şafak, grev boyunca “İzmir’i çöp dağları esir aldı”, “Çöp dağları yükseliyor”, “Sokaklarda çöp duraklarda kuyruk” haberlerini ilk sayfalara çıkardılar. AA’nın yanı sıra TRT Haber ve AHaber gibi iktidar yanlısı TV’ler de benzer haberler yaptılar.
Arada “CHP’li başkan işçiyi tehdit etti”, “Başkan Tugay krizi çözmek yerine sendika ile halkı çatıştırıyor”, “CHP’li belediye........
© Elips Haber
