menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Komisyondaki partilerin ayrışan ajandaları

18 1
07.08.2025

Eski adıyla “Terörsüz Türkiye” yeni adıyla “Milli Birlik Dayanışma ve Demokrasi” komisyonu çalışmalarına başladı.

Bir yönüyle bu gerçekten tarihi bir komisyon. Çünkü yaklaşık 50 yıllık bir silahlı isyanının sonlandırılması için gerekli hukuksal düzenlemeler bu komisyon tarafından görüşülecek ve karara bağlanacak.

Ancak, öyle gözüküyor ki, komisyon sadece dağdaki militanların Türkiye’ye gelebilmesini sağlayacak hukuki bağlamda teknik meseleler ile uğraşmayacak. Barış süreciyle ilişkili olarak komisyondaki tüm majör aktörlerin kendince bir hesabı var. Belli ki ilerleyen dönemde komisyona bu bağlamdaki istekler, pazarlıklar ve çatışmalar damga vuracak.

Aslında damga vurmaması da kaçınılmaz zira barış süreci ile ilişkili olarak tüm partilerin beklentileri farklı.

Malûm, bu sürecin asıl başlatıcısı ve halen de hamisi pozisyonunda olan Devlet Bahçeli. Bahçeli, normal şartlarda dünya görüşü ile 180 derece zıt gözüken böyle bir süreci temel olarak bölgesel jeopolitik nedenlerle başlattı. Özetle, YPG’nin Suriye’de oldukça güçlendiği ve ABD ve İsrail’in YPG’nin dağıtılmasına müsaade etmediği bir ortamda, ABD, Türkiye ve bölgedeki diğer aktörler arasında bir uzlaşmaya gidildi. Buna göre, PKK tamamen silah bırakacak, YPG ise silah bırkmayacak ancak merkezi Suriye devletine entegre edilecek. Bahçeli ve Türk güvenlik bürokrasisi böyle bir anlaşmayı muhtemelen aksi takdirde İsrail destekli güçlü bir YPG’nin PKK’ya destek olarak Türkiye’yi bölünmeye götürebileceğini düşündüğü için kabul etti. YPG tehlikesi karşısında Türkiye’nin üniter yapısının bozulmasını engellemenin tek yolunun bu olduğunu düşündü.

Bu sebeple, Bahçeli’nin barış sürecinden beklentisi, bu iki temel hedefin yerine gelmesi: Yani, PKK’nın silah bırakması ve YPG’nin de Suriye devletine entegre olması.

Ancak, Erdoğan’ın hesapları........

© Elips Haber