menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Yeni bir ‘dünya düzeni’ mümkün mü?

214 0
14.06.2025

3. Dünya savaşına giden yolda son kavşaktayız. Bu savaş siber teknikleri kullanıldığı bir savaş olmasının yanında aynı zamanda, içinde nükleer savaşı, psikolojik savaşı, enformasyon savaşı, belki bir adım sonra biyolojik ve kimyasal savaşı da içinde barındıran teknolojik ve TeoPolitik bir savaş. Bu savaş, öte yandan Siyonist, pedefolik, satanist unsurlar açısından din, ahlak, hukuk ihtiva etmeyen bir savaş. Bu bir vekâlet savaşıdır. Bu savaşta İsrail yalnız değil, ABD, İngiltere, Fransa, Almanya, Yunanistan, Azerbaycan, Kuzey Kıbrıs Rum kesimi, Mısır, Ürdün, Katar, BAE, Bahreyn İsrail’in yanındadır. İran’ı ise Rusya, Çin ve Kuzey Kore destekliyor. İsrail’in dostu şeytan, biz Allah’ın ipini bıraktık, Allah (cc) da bizim ipimizi bıraktı. İran Türkiye’den sonra en büyük Türki devlet, İslam Konferansı ve D8 ülkesi üyesi.

Bu süreçte, ilginç bir şekilde Türkiye sessiz bir şekilde kuşatmaya alınıyor. Tek tehdit güney sınırımızda oluşan PKK-KCK koridoru değil. İsrail geçtiğimiz haftalarda Yunanistan’da da bazı NATO ülkeleri ve Katar’ın da katıldığı bir ortak askeri tatbikat yaptı. Bu tatbikatta Türkiye yoktu. İsrail İran’a saldırırken Askeri ve sivil hava unsurlarını Kıbrıs Rum kesimine; İngiliz, Fransız ve Rum askeri üslerine konuşlandırdı. Rum kesimindeki en büyük aktif askeri üs bugün İsrail’e aittir. Nükleer kapasitesinin önemli bir bölümünü ise Yunanistan’a kaydırdı. ABD’de Ukrayna için Yunanistan ve adalara ikame ettiğini askeri donanımını Yed-i Emin olarak İsrail’e bıraktı. İsrail de bu kapasitesini Yunanistan ile birlikte kullanacak. Eğer İsrail yarın Mescid-i aksaya saldıracaksa, Yunanistan o gün Kara sularını 20 mile çıkartarak, bir savaş paratöneri olarak devreye girebilir.

Türkiye’nin Güneyi İsrail ve ABD’nin tabii müttefiki KCK/PYD’nin kontrolünde, Akdeniz’de bir Rum kesimindeki askeri unsurlar var. Bütün Ege İsrail/Yunan kontrolünde. Doğuda, İran parçalanırsa, birleşik Azerbaycan İsraille, aynı Ege’de Yunanistanla olduğu gibi ittifak kuracak. Artık Azerbaycan ve İsrail, iki devlet ve bir millet(!?) Hazara/Karay/Chabat ve Rothchilt kardeşliği söz konusu. Ukrayna zaten Zelensky’nin kontrolünde, Ukrayna Rusya’dan kopartılırsa, Kırım’dan Gürcistan’a kadar olan bölge de Hazara devleti için rezerv tutuluyor. Oradan Basra’ya kadar uzanan bir Yecüc-Mecüc/Karay koridoru söz konusu. Türkiye 3 deniz, ve iki karadan kuşatma altında. Zaten Chabat KKTC / İstanbul / Bakü üçgeninde çok önceden konuşlandırıldı.

Bugünkü şartlarda yeni bir dünya düzeni inşa etmek mümkün değil. Bunun altyapısı yok. Kavramları yok, kurumları yok. Bugünün bilimi, sanatı, teknolojisi, din ve ahlak anlayışları, ideolojik, politik, felsefi duruşları, piyasa buna engel. Peki var olan düzeni sürdürmek mümkün mü: Hayır! Artık ”eski hal muhal, ya yeni hal, ya izmihlal” Sonuç: Kaos. Her alanda büyük bir kırılma, çökme, acılar, yoksulluklar. Yıkım!

Kimse barışa yatırım yapmıyor. Adalet olmadan barış olmaz. Adalet yokken sessizlik varsa, orada ağır bir baskının sebep olduğu ezilmişlerin sessizliği vardır. Adalet ve barışın olmadığı yerde hiçbir özgürlük güvende değildir. Her ülkenin orduları var. Silahları var. Savunma sanayileri var. Bunlar lokomotif sanayiler. Peki Hakkı, adaleti, hukuku, barışı ve özgürlüğü savunanların nesi var.. Bana, mahkemelerden, hakimlerden, savcılardan, avukatlardan, hukuk fakültelerinden söz etmeyin. Hitler’in, Stalin’in, Mussolini’nin de devlet, anayasası, yasaları, yargıçları vardır. Sadece “terör örgütleri” yok, artık terör devletleri de var. Hukuka uygun olmayan yasa suç aletidir, hukuka uymayan hâkim de, savcı da rejimin tetikçisidir. “Terör devleti” varsa (ki var, İsrail örneğinde olduğu gibi) o devleti yönetenlerin hükmettiği bürokratik unsurlar, etki elemanları ve onların başındakiler de teröristtir. Bu anlamda Hakkın ve Halkın gözü, kulağı sesi olmayan. Media da rejimin tetikçisi, infaz elemanı olur.

Aslında bunun ilk farkına varanlardan biri Orwell’di. Huntington’un “Medeniyetlerarası çatışma”sı, Fukuyama’nın “Tarihin Sonu” buna işaret ediyordu. Batılı zengin ülkeler, tek tek ve birlikte önce bu süreçte kendilerinin ayakta kalması için planlar yaptılar.........

© Elips Haber