İki veri, bir mahkeme kararı... Merkez’in suçu ne?
Bu haftaya 2025’in ikinci üç aylık dönemine ait büyüme verileriyle başladık. Ben de dahil hemen herkesi şaşırtan derecede yüksek bir büyüme verisi açıklandı. Hem iş dünyası, hem de çalışanlar açısından çok zor geçen ikinçi çeyrekte, TÜİK’e göre ekonomimiz geçen yıla göre %4,8 büyüdü. Daha da şaşırtıcı olanı, ekonomik aktivite bu yılın ilk çeyreğine göre de belirgin bir şekilde güçlenerek, çeyreklik bazda %1,6 büyüdü. Bu oran, yeni ekonomi yönetiminin işbaşına geldiği 2023’ün ikinci çeyreğinden itibaren kaydedilen en yüksek artışa işaret ediyor. Verinin detayına baktığımızda, sanayi üretiminde ve toplam yatırım harcamalarında kaydedilen çok kuvvetli artışlar pek inandırıcı, ya da sahadaki gözlemlerle uyumlu gözükmüyor.
Çarşamba gününe geldiğimizde, ağustosa ait enflasyon verilerini gördük. Tüketici fiyatları piyasaların beklentisinin üzerinde olacak şekilde aylık %2,04 arttı. Böylece yıllık enflasyon da, ancak çok sınırlı bir şekilde gerileyerek 2,95 oldu. Gıda, konut ve eğitim sektörü fiyatları enflasyonun yüksek çıkmasında rol oynadı. Daha önce detaylı şekilde analiz ettiğim giyim ve ayakkabı sektöründe ise fiyatlar düşmeye devam etti. Toplam yıllık enflasyon 2,95 iken, giyim ve ayakkabı sektöründe yıllık fiyat artışları sadece %9,5 oldu.
Bu iki ekonomik verinin arasındaki salı günü ise, CHP İstanbul 38. Olağan İl Kongresi'nin iptali için açılan davada mahkeme, İl Başkanı Özgür Çelik ve mevcut yönetimin görevden uzaklaştırılmasına, yerlerine geçici bir yönetim atanmasına hükmetti. Bu kararın duyulmasının ardından borsada satışlar hızlandı, döviz piyasası hareketlendi, tahvil faizleri yükseldi. Döviz piyasasındaki tansiyonu düşürmek için Merkez Bankası binbir emek biriktirdiği döviz rezervlerinden yüklü bir satış yapmak zorunda kaldı.
Türkiye her zaman heyecanlı bir ülke. Hem........
© Ekonomim
