Sokakla diplomasi arasındaki mesafe kapanıyor
COP sistemi bugün hem finansmanda hem bilimsel hedeflerde hem de yönetişimde ciddi bir tıkanma içinde. Yerli halkların, gençlerin, kadınların, ekoloji ve adalet hareketlerinin sokaklarda yükselen çağrısı, masadaki durgunluğa meydan okuyor.
Birleşmiş Milletler İklim Zirvesi COP30 Brezilya'da devam ederken, Belem sokakları belki de zirvenin en gerçek, en çarpıcı görüntülerine sahne oldu. On binlerce insanın taşıdığı dövizler, Amazon’un yerli topluluklarını temsil eden ritimler, klasik Brezilya ezgilerinin iç içe geçtiği kalabalık, bir iklim zirvesinden çok daha fazlasına işaret etti:
Küresel iklim diplomasisinin tıkandığı noktada, halk masaya geri dönmek istiyor. Semboller güçleniyor, sokakla diplomasi arasındaki mesafe kapanıyor, sabır tükeniyor…
Tapajós bölgesinin gençlerinden Wapichana kadınlarına uzanan bu büyük kalabalık, yalnızca bir protesto yürüyüşü değil; hükümetlerin ve şirketlerin geciktirdiği her kararın bedelini yaşayan toplulukların ortak çığlığı niteliğindeydi.
Ülkesini, toprağını ve nehirlerini korumak için yürüdü insanlar. “Madencilik ve toprak işgalleri arasında sürekli bir tehdit altında yaşıyoruz. Bu bizim hayatta kalma mücadelemiz” diye bağırdılar.
Yürüyüşün en dramatik anlarından biri ise “fosil yakıtlar için cenaze töreni” oldu. Siyah tüllere bürünmüş protestocuların taşıdığı dev tabutların üzerinde “kömür”, “petrol” ve “gaz” yazıyordu; dünyanın bir yüzyılına hükmeden bu endüstrinin, gezegen için ölümcül bir dönemin sembolü haline geldiğini anlatıyordu bu dev tabutlar.
Belemli bir oyuncu olan Krishna, tüm bu sembolizmi şu sözlerle özetledi: “Hayatımız fosil yakıtlardan kurtulmaya bağlı. Sanatımla buradayım çünkü geleceğimiz buna bağlı.”
Yürüyüşün bir başka dikkat çeken bölümü, anti-kapitalist........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Gideon Levy
Sabine Sterk
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein