menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Kodların gölgesinde kalan insan

10 0
07.05.2025

“Kodlar karar verir ama sadece kalp pişman olur.”

İnsanlık, belki de tarihindeki en radikal eşiklerden birine dayanmış durumda. Yapay zekâ sadece işleri devralmıyor, kararlarımızı, duygularımızı ve hatta insan olmanın anlamını da dönüştürüyor. Kodların gölgesinde, insanlık kendine yeni bir tanım arıyor. Bu dönüşüm, sürdürülebilirlik retoriğini de genişletiyor. İnsanın zihinsel, duygusal ve etik varlığının sürdürülebilirliği de önümüzde artık kocaman bir mesele olarak duruyor.

Yapay zekânın işgücü piyasasına etkisi keskin olacak. Bunu artık net olarak biliyoruz. McKinsey'in 2025 raporuna göre, yapay zekâ teknolojileri yalnızca üretkenliği artırmakla kalmayacak, aynı zamanda küresel ekonomiye yıllık 4,4 trilyon dolara varan katkı sağlayacak.

Özellikle Hindistan gibi ülkelerde çağrı merkezlerinin otomasyonu hızlandı. Burada işlerin yüzde 80’i artık yapay zekâ destekli sistemlerle yürütülüyor. Aynı süreç ABD ve Avrupa’da finans, hukuk, müşteri hizmetleri gibi ‘beyaz yaka’ alanlarda da yaşanıyor. ABD’de yargıçlar, hukuki kararlarında ChatGPT önerilerini kontrol aracı olarak kullanmaya başladı.

Bu dönüşüm, Pierre Bourdieu’nün ‘kültürel sermaye’ kavramını bir anlamda tersine çeviriyor. Artık bilgiye sahip olmak değil, algoritmaları verimli şekilde kullanabilmek avantaj sağlıyor. İnsan emeği hem fiziksel hem de bilişsel düzeyde kenara çekiliyor. Bunun yerine ‘algoritmik sınıf’ yükseliyor: Algoritmaları yazanlar, veriyi yönetenler, sistemleri optimize edenler…

Yapay zekâ hayatın her alanına girerken, eğitim de bundan nasibini alıyor. Güney Kore, yapay zekâ destekli dijital öğretmenleri ilköğretime entegre edeceğini duyurdu.

Kritik bir nokta var. Bu yalnızca bir pedagojik model değişimi değil, otorite ve güven ilişkilerinin........

© Ekonomim