İklim kapitalizmi: Sat, göm, kazan!
İklim krizine karşı iddialı karbon azaltım hedefleri açıklayan şirketler, aynı anda veri merkezlerinde devasa ölçekte enerji ve su tüketiyor.
Bu gerilim, kurumsal dünyayı daha verimli teknolojiler kullanmaya, yenilenebilir enerjiye, karbon yakalayan ve depolayan yöntemlerle karbon ticaretine kaydırıyor.
Elbette, tüm bunların bir de ekonomik değeri var. Sonuçta, dünya yanarken bile, kapitalizm bunu satılabilir bir ürüne çevirecek yol buluyor.
Elektrik: Bulutun ağırlığı, bir ülke kadar
'Bulut' deyince akla ilk hafiflik gelebilir ama gerçekte bulut bilişimin ağır bir çevresel ayak izi var. Uluslararası Enerji Ajansı'na göre, veri merkezleri ve yapay zekâ sistemleri 2030'da yıllık 945 terawatt-saat elektrik tüketecek. (Japonya'nın yıllık elektrik tüketimine eşdeğer.)
Frankfurt, Londra, Amsterdam ve Paris’te elektrik talebinin yaklaşık yüzde 38’ini bugün veri merkezleri çekiyor. Dublin ve çevresinde yeni veri merkezi inşaatları 2028’e kadar durduruldu.
Enerji talebindeki bu hızlı artışa yenilenebilir enerji üretim kapasitesi yetişemiyor. Reuters’ın haberine göre, Avrupa’da bazı eski kömür ve gaz santralleri teknoloji firmalarıyla iş birliği içinde veri merkezine dönüştürülüyor. Bu durum, ‘yeşil veri merkezi’ söylemini bir ironiye dönüştürüyor.
Su: Görünmeyen devasa tüketim
Sadece enerji değil. Veri merkezlerini soğutmak için kullanılan su miktarı da artık göz ardı edilemeyecek boyutlara ulaştı.
Büyük veri merkezleri, günde 2 milyon litreye kadar su çekebiliyor. (6.500 hanenin günlük ihtiyacı) Araştırmalara göre, yapay zekâ ve veri merkezi kaynaklı su tüketimi 2027’ye kadar yıllık 6 milyar metreküpün üstüne çıkabilir.........
© Ekonomim
