Milli Eğitim Bakanı siz olsaydınız? (2)
Herhangi bir konuda eleştiri söz konusu olduğunda sınır tanımayız. Konuya vakıf olsun, olmasın, herkesin bir fikri mutlaka vardır ama “gel taşın altına elini koy” ya da “siz olsaydınız bu konuda ne yapardınız?” diye sorulduğunda kafa yoranı zor bulursunuz…
Başta öğretmenler, veliler başta olmak üzere eğitimin diğer paydaşları bu konuda istisnai bir durumdur.
Onlara biraz olsun kulak verilseydi eğitimde dünden bugüne yaşanan sorunların pek çoğu muhtemelen hiç yaşanmayacaktı.
Yeter ki samimiyetlerine inanılsın, yeter ki getirdikleri önerilerin ciddiye alındığını görsünler, yeter ki sadece ve sadece mesleki görüşlerini dile getirdiler diye başları
ağrımasın.
Bu konuda güven verildiğinde emin olun MEB’in, YÖK’ün, ÖSYM’nin ya da rektörlerin uzaklarda yeni sistemler ve uzman danışman aramalarına hiç gerek kalmayacaktır…
Geçenlerde Milli Eğitim Bakanı siz olsaydınız ne yapardınız, eğitimin sorunlarına nasıl çözüm üretirdiniz diye sormuştuk öneri yağdı. Pek çoğu da çözümü yönelik.
Umarız Ankara bu önerileri dikkate alır.
Çok iyi biliyoruz ki MEB’in de bu yönde zaman zaman attığı çok önemli adımlar oldu, on binlerce öneri geldiği açıklandı ve maalesef hiçbiri ciddiye alınmadı. Oysa istişare kültürü bizim binlerce yıllık bir geleneğimizdi ama bu sınav odaklı eğitim dayatmaları
onu bile bize unutturdu!..
Gelelim önerilere. Hepsini paylaşmamız mümkün değil ama bazılarına göz atmakta yarar var. İşte onlardan bazıları:
. Zorunlu eğitim 5 yıl olsun, sonrasında isteyenler meslek lisesine yönlendirilsin.
. Sınav odaklı sistem kaldırılmalıdır.........
© Eğitim Ajansı
