Seyhan Can yazdı: Yalan’dan Kalanlar
Son zamanlarda okuduğum en iyi romanlardan biri olan Yalan, 2002’de Can Yayınları tarafından yayımlanmış. Tahsin Yücel’in bu romanı, 2003’te Yunus Nadi ve Ömer Asım Aksoy Roman Ödüllerini almış. Aynı yılda iki ödül birden…
İronik niteliğiyle ön plana çıkan romanın kahramanlarından Yusuf Aksu, büyük bir tutkuyla bağlandığı çocukluk arkadaşı Yunus’un intiharından sonra tamamen içine kapanır ve Maçka’daki evinde insanlardan uzak yaşamaya başlar. Uluslararası Dilbilim Günlerinde Yunus Aksu’ya ait bir dil kuramını sunmasının ardından yaşanan polemikten sonra, onu bir kuramcı olarak efsaneleştiren bir grup aydın tarafından ulusal kahraman ilan edilir ve giderek aydınlarla çıkar gruplarının elinde bir oyuncak haline gelir.
Bütün bilgisi ansiklopedilerden gelen, dille ilgili bütün bildiği on yedi yaşında karşılıksız aşk yüzünden hayatına kıyan Yunus Aksu’nun sıra dışı kuramı olan, kendi halinde yaşamaya çalışırken çevresindekiler tarafından kuşatılan bir adam Yusuf Aksu. Hayatı bilmez, araba kullanamaz, para harcayamaz, insanları tanımaz, davetli olduğu bir gecede elma ağacı karşısında şaşkına döner. Yusuf Aksu, ansiklopedik bilgiden başka bir bilgisi olmayan bir hayat acemisi. Hayatı boyunca kendini bulamamış bir insan… Hafızasından başka hiçbir şey kendinin değil. Oturduğu ev, kullandığı soyadı, ona atfedilen dil kuramı hepsi başkasına ait.
Annesi Refika Hanım tarafından hayattan kopuk biri olarak yetiştirilmesi, Yusuf Aksu’nun hayatı sadece ansiklopedi sayfalarındaki bilgiler olarak algılamasına neden oluyor. Bence çocuk yetiştirilmesi hakkında önemli bir eleştiri bu. Bir başka tespit daha: gerçekte, hayat ile ansiklopedik bilgi örtüşmüyor. Romanın başından sonuna işlenen ana tema bu.
Yalan’ı okurken bir hayat ustası olarak gördüğüm Zorba, Yusuf Aksu’nun tam zıddı bir karakter olarak hep aklımdaydı. Yazar, Dostoyevski’nin Budala’sına da kitap sonunda bir gönderme yapıyor ama bununla birlikte Elias Canetti’nin Körleşme’si de derinlerden kendisini hissettirdi. Tabii bir de Saatleri Ayarlama Enstitüsü’nü de unutmamak gerek.
Yusuf Aksu Yunus Aksu’nun, Bayram Beyaz da Yusuf Aksu’nun arkadaşı, hayranı ve çömezidir. Kendi kişiliğini bulamayan, gerçeğin tam anlamıyla farkına varamayan ama buna özlem duyan karakterler bunlar ve ikisi de bu durumlarının az çok farkındalar. İkisinin de sorunu kendi kendisi olamamaktır.
Yunus Aksu, düşüncesiyle, davranışıyla sıra dışı… Ona göre toplumların bölünmesinin nedeni, ayrı ayrı dillerin doğmasıdır ve tüm bu yapay diller, gerçek bildirişimi engelleyen tuzaklardır. Yunus; dili, insanları yetersiz bir söz dağarcının içine kapatarak aralarında........
© Edebiyat Burada
