Başak Açır yazdı: Büyük Küfür Kitabı Üzerine Bir Değerlendirme
“Hayatta kalamayacağım bir iklimde yapayalnız bırakılmışlığımın öfkesiyle….
Yeminimden döneceğim ve kendi yaratıcısına kinlenen bir gergedana dönüşeceğim.
Varlığımın intikamını almak için yola düşeceğim.”
Mine Söğüt/ GERGEDAN- Büyük Küfür Kitabı
Mine Söğüt’ü neden tanımalıyız? On beş anlatıdan oluşan “Gergedan/ Büyük Küfür Kitabı” adlı öykü kitabını okumamızın ne gereği var? Kitabın sayfalarında “tedirginlik”le dolaşırken bir de Bahadır Baruter adlı çizerin, görene “Ne bu şimdi? Allah Allah!” dedirten cinsten “tekinsiz” resimleri ile karşılaşıp durduk yerde kafamızı karıştırmaya niye ihtiyaç duyalım?
Çünkü Mine Söğüt gösteriyor, anlatıyor, açıklıyor ve hiç korkmuyor. Akıldan ve gönülden geçen ama zinhar dile dökülemeyen, dillendirmekten korkulan ve insanın özünde, her ne kadar görmezden gelinmeye çalışılsa da dimdik duran “gerçek”leri öylece, apaçık ve bence altın mı altın bir tepsiyle sunuyor ki okurlarına! Neden okumayalım? Sözcükler aracılığı ile darmaduman olan aklımız bir de resimlerle sarsılsın ki korktuğumuz gerçekleri görebilmek, bu gerçeklerle yüzleşebilmek için cesaretimiz olsun.
Kitabın yukarıda alıntılanan ilk bölümünün önsöz, ilk kısım olarak adlandırılabilecek “I” adlı kısmında yazar, “Zamanın içinden geçeceğim…” diye başlayıp “Aile, ahlak, inanç, devlet ve sen” olgularının içinden de geçeceğini dile getiriyor. Bu içinden geçme, başka bir ifadeyle “yaşayıp yadsıma” halinin, kendini yaşamda “gergedan”laştıran bir karşı duruşun ve yaşamdan bir tür öç alışın temsili olarak değerlendirildiğini düşünüyorum. Yazar, sözü edilen değer yargılarının insanın varoluşundaki yeri, önemi ve buna bağlı olarak da insan ruhunda yarattığı hasarın yıkıcı etkileri bağlamında kurguladığı öykülerine “Aile Ölüyor, Ablamın Cesedi, Anne Eti, Kadınların Derisin, Yüzen Adamların En Yakışıklısı, Büyük Küfür” gibi dikkat çekici isimler vermiş. Aslında sadece öykü isimleriyle bile yazarın güçlü bir farkındalıkla üzerine söz söylediği ve eleştiri oklarını yönelttiği “insan ve sistem” bağlamı hakkında biz okurları düşünmeye sevk ettiğini söylemek mümkün.
İsim demişken yapıtın adından da bu noktada........
© Edebiyat Burada
