Merkez Bankası zor bir viraja girdi
Malum Eylül’de TÜFE son aylardaki nispeten düşük temposunu terk ederek özellikle gıdada yüksek fiyat artışı sonucu yüzde 3,2 arttı. Düzenli olarak azalmakta olan yıllık enflasyon da yüzde 32,9’dan 33,3’e yükseldi.
Yıllık enflasyondaki düşüşe paralel olarak büyük çapta faiz indirimlerini neredeyse rutin haline getirmiş olan Merkez Bankası bu durumda ne yapacaktı? “Enflasyonla mücadelede soğuk duş” başlıklı yazımda bu soruyu sormuş ve kişisel fikrimi şöyle özetlemiştim: “TCMB’nin nasıl yorumladığını (Eylül enflasyonunu) bu ayın PPK (Para Politikası Kurulu) toplantısının ardından yapılacak açıklamadan ve buna bağlı olarak politika faizinde yapılacak değişiklikten anlayacağız.
TCMB resmi dokümanlarında dezenflasyonda bir duraksama olduğunda faiz indirimlerine son vermekten çekinmeyeceğini sürekli vurguladı. Eğer eylülde yüksek enflasyonu geçici bir arıza olarak görürse faizde sınırlı bir indirim yapabilir. Ama yüksek enflasyonu geçici olmadığı, ana eğilimde düşüşün durduğu şeklinde değerlendirirse politika faizini artıracaktır.”
PPK politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının yüzde 40,5’ten yüzde 39,5’e indirilmesine karar verdi. Yüzde 40 seviyesindeki faizi 1 puan indirmenin talep üzerinde özellikle enflasyonu yüksek tutan gıda fiyatları üzerinde bir etkisi olmaz ama Merkez Bankası’nın sözünde durması dolayısıyla güvenilirliği bakımından karar önemliydi.
Merkez Bankası her açıklamada enflasyonda ana eğilimin düşüş yönünde olduğunu, yıllık hedeflerden kalıcı bir sapma........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Robert Sarner
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon
Mark Travers Ph.d