menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Konut üretimi doludizgin

49 0
18.08.2025

Türkiye ekonomisinde GSYH artışının çok düşük kaldığı bir ortamda inşaat sektörü di­ğer sektörlere adeta nazire yaparcasına büyük bir canlılık sergiliyor. Geçen hafta TÜİK Hazi­ran ayının İnşaat Üretim Endeksi (2021=100) rakamlarını açıkladı. Endeks son bir yılda 110,6’dan 137,7’ye yükselmiş; artış yüzde 24,5. İnşaat sektörünün çok büyük kısmını oluşturan “bina” rakamlarına odaklanırsak ki esas olarak konutlardan oluşuyor, üretim endeksi yüzde 26 artışla 124,5’den 157,4’e ciddi bir sıçrama yap­mış durumda. Mayıs-Haziran aylarında biri­kimli üretim artışı ise yüzde 9,1. Yani yavaşlama emaresi yok.

İstihdamda gelişmelerin de üretim endeksin­de görülen güçlü artışla tutarlı olduğu görülüyor. Yine geçen hafta yayınlanan Ücretli Çalışan İsta­tistiklerine göre son bir yılda toplam ücretli is­tihdam artışı yüzde 2 olurken inşaatta artış yüz­de 8,2, binada yüzde 9,3. Kısacası, konut üretimi doludizgin gidiyor. Sevinmeli miyiz yoksa geçmi­şi hatırlayıp endişelenmeli miyiz?

Her ne kadar konut üretimi GSYH içinde yüz­de 5-6 seviyesinde nispeten küçük bir paya sa­hip olsa da imalat sanayinden pek çok farklı gir­di kullandığından ekonomik büyümede önemli bir role sahiptir. Fransızlar “si le bâtiment va tout va” derler. “Bina iyi gidiyorsa her şey iyi gi­der” şeklinde çevirebiliriz. Arz ve talep dengesi gözetliyorsa çok yerinde bir deyim. Ama gözetil­miyorsa, özellikle bina yani konut üretimi fazla­sıyla iyi gidiyorsa kriz kapıda demektir. Ve biz bunu yaşadık.

2010’lu yıllarda konut üretimi 2018’e kadar hızla arttı. Bu dönemde makroekonomik koşul­lar çok cazipti. Konut kredi faizleri yüzde 10-15, reel faiz de yüzde 5 civarında seyrediyordu. Ha­liyle ipotekli satışlar da yüksek bir paya (yüz­de30-45)........

© Dünya