Dünyada ve Türkiye’de enflasyon gelişimi karşılaştırmalı durum analizi
Ekim itibarıyla Türkiye’de yıllık yüzde 32,87 ve aylık yüzde 2,55 düzeyinde gerçekleşen enflasyon, yüksek olduğu kadar dikkatle izlenmesi gereken bir gelişmedir. Bu rakamlar, dünya genelindeki düşüş eğilimine rağmen Türkiye özelinde enflasyonun hâlâ güçlü bir baskı unsuru olduğuna işaret etmektedir. Türkiye’nin enflasyonla mücadelesi, sadece faiz ya da döviz kuru odaklı değil, derinlikli bir yaklaşıma ihtiyaç duymaktadır.
TÜİK tarafından açıklanan verilere göre, 2025 Ekim ayında tüketici fiyat endeksi (TÜFE) bir önceki aya göre %2,55 artış göstermiştir.
Yıllık bazda ise TÜFE 2,87 seviyesine düşmüştür.
Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi
(YİÜFE) aylık bazda %1,63 artış göstermiştir.
Yasal kira artış oranının belirlenmesinde kullanılan 12 aylık ortalama enflasyonda ekim ayında 7,15 olarak hesaplanmıştır.
1-Yıllık enflasyon oranının hâlâ “0’lar” düzeyinde olması, Türkiye için yüksek bir seviyedir. Özellikle geçen aylarda görülen 3,29 (Eylül) gibi değerlerden hafif bir düşüş olması olumlu bir sinyal sayılabilir. TÜİK verilerine göre Eylül ayında yıllık enflasyon 3,29 idi. Hangikredi. com 2SBB 2
2-Aylık %2,55 artış, tek başına bakıldığında yüksek sayılmayabilir ancak yıllık enflasyon temel alınarak değerlendirildiğinde “yüksek seviye üzerindeki artışın devamı” anlamını taşımaktadır. Ayrıca aylık artışın gıda, enerji gibi kalemlerden kaynaklanan geçici şoklardan mı yoksa yapısal baskılardan mı olduğu önemli.
3-Yİ-ÜFE’nin aylık artışının %1,63 olması, üretici fiyatlarında da yukarı yönlü baskıların sürdüğünü göstermektedir; bu da nihai tüketici fiyatlarına geçiş potansiyeli açısından önem taşımaktadır.
4-Farklı hesaplamalara göre enflasyonun gerçekte TÜİK’in açıkladığından yüksek olabileceği yönündeki alternatif veriler (ENAG gibi) de piyasalarda ve kamuoyunda enflasyon algısı açısından önemli.
Türkiye’de Ekim ayı enflasyonunun bu düzeyde gerçekleşmiş olmasının arkasında bir dizi faktör vardır:
-Kur etkisi ve döviz kuru geçişkenliği: Döviz kurlarındaki değişimler, ithal mal fiyatları üzerinden tüketici ve üretici fiyatlarına geçiş yapabilmektedir. Türkiye’de döviz kuru oynaklığı geçmişte enflasyon üzerinde önemli belirleyici olmuştur.
-Enerji ve girdi maliyetleri: Üretici sektörlerde enerji maliyetleri, ithal ham madde maliyetleri fiyat baskısını arttırmaktadır. Özellikle dünya genelinde enerji ve emtia fiyatlarının değişimi üretici fiyatlarına yansımaktadır.
-Talep-araz ötesi baskılar / ücret–fiyat sarmalı: Hizmet sektörü ve işçilik maliyetlerinde artışlar, fiyatlara yansıtılabiliyor. Türkiye özelinde, yüksek reel ücret artış talepleri ve işgücü maliyetlerindeki artışlar fiyat baskısı oluşturabilir.
-Geçmiş yıllardan gelen yüksek enflasyon beklentisi ve fiyatlama davranışı: Yüksek enflasyon dönemlerinde ekonomik aktörlerin fiyatlama davranışı değişmekte; her dönem için “önceden fiyat artışı” beklentisi oluşmakta ve bu da enflasyonu diri tutabilmektedir.
-Para ve maliye politikası dönüşüm süreci: Türkiye’de Merkez Bankası’nın politika kararları, likidite durumu, finansal koşullar ve kredi genişlemesi gibi unsurlar enflasyon dinamiğini etkilemektedir.
-Gıda fiyatları ve arz şokları: Özellikle gıda ve taze ürünlerde arz yönlü şoklar, mevsimsel etkiler veya yüksek girdi maliyetleri aylık bazda önemli artışlara yol açabilmektedir.
Özetle, Türkiye’de enflasyon sürükleyici faktörler hem dış kaynaklı (kur, enerji, emtia) hem de iç kaynaklı (ücret–fiyat sarmalı, arz kısıtlamaları,........





















Toi Staff
Gideon Levy
Sabine Sterk
Penny S. Tee
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein