Okunması kolay, uygulaması zor bir süreç
İç politika ile dış politikanın etkileşim içerisinde yürümesi ve birbirlerini şekillendirmesi devletlerin siyaset yapısının bir parçasıdır. Bazen iç politik gelişmeler dış politikanızı esir alıp daraltır, bazen de tam tersi olur. Sık görüneni iç politikanın daha çok öne çıkması, dış politikanın ise zaman zaman iç politikadaki gelişmeleri belirlemesidir.
Bu olağanlık farklı parametrelere göre şekillenebilir. Bu parametrelerin başında coğrafya gelir. Türkiye bunun en güçlü örneklerindendir. Çevreniz yangın yeriyse, dış politikada önceliğiniz güvenliğinizse ve ülke içerisinde 40 seneyi aşkın bir terör belasıyla uğraşıyorsanız iç-dış dinamiklerin birbirini etkilememesi beklenemez.
Bugün “terörsüz Türkiye”yi konuşuyoruz. Biliyoruz ki 40 yıllık bir sorun bir gecede çözülemez, sabır ve tahammül gerek. Bu ne kadar doğru ise konunun yalnız bir iç politika konusu olmadığı gerçeğini belirtmekte de bir o kadar doğru olacaktır. Bu doğruları söylemek bu süreci istememek ya da baltalamak anlamı taşımıyor. Süreçte, uzak durulması gereken kişiler bu düşüncelerin tartışılmasını istemeyenler olmalı.
“Terörsüz Türkiye” iç politikanın en önemli konusu ve maalesef doğrudan dışa bağımlı bir sonuca açık. Önceki haftalarda bu köşede ETA terör örgütünü ve tasfiyesini yazmış, sürecin benzerlik ve farklılıklarını ortaya koymaya çalışmıştım. PKK terör örgütü ETA gibi uluslararası desteğin kısıtlı olduğu bir yapıda değil. Örgüt yalnızca devletlerin maşası konumunda değil çok ötede bir yapıya sahip. Uluslararası silah, uyuşturucu, insan kaçakçısı ve kara para aklayıcısı baronların da kıskacında. Bütçesinin dünyadaki ülkelerin yarısından fazlasının milli hasılasından fazla olmasının temel nedeni budur.
İşte bu........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Penny S. Tee
Gideon Levy
Waka Ikeda
Grant Arthur Gochin
Tarik Cyril Amar