menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Aşamalı mülkiyet modeli Türkiye’de uygulanabilir

31 0
06.09.2025

Sürekli yukarı çıkan ama hiçbir yere varmayan bir merdiven gibi, kiralar artıyor ancak sorun çözülmüyor. Bugün geldiğimiz noktada, o döngünün toplum üzerindeki yıkıcı etkilerini daha net görüyoruz. Uluslararası deneyimler, özellikle aşamalı mülkiyet (shared ownership) modelinin Türkiye için uygulanabilir olduğunu gösteriyor.

Türkiye’de konut piyasa­sı, son 10 yılda yalnızca fiyat ve kira artışlarının boyutuyla değil, erişilebilirlikte­ki hızlı bozulmayla da gündemin merkezinde. TÜİK ve OECD ve­rilerine göre son 10 yılda konut fiyatları yaklaşık 21 kat, kiralar ise 15 kat arttı. Yakın zamanda­ki enflasyonist ortam, ihmal edil­miş arz politikalarıyla birleşince; yüksek finansman maliyetleri, gelir–fiyat dengesizliği ve boş ko­nut stoku bugünkü sorunun baş­lıca nedenleri haline geldi.

Türkiye’de ev sahipliği oranı 2016’da yüzde 59,7 iken 2024’te yüzde 56,1’e düştü. Aynı dönemde kiracı oranı yüzde 24,4’ten yüzde 28’e yükseldi. OECD ortalaması yüzde 70,9 seviyesindeyken Türki­ye’nin bu tabloya gerilemesi küre­sel trendlerin de ötesinde bir hızla gerçekleşti. Hanelerin yüzde 84,8’i konut giderlerinin bütçelerini zor­ladığını belirtirken, kira yükü sa­dece dar gelirli haneleri değil, orta sınıfı da ciddi biçimde baskı altına alıyor. Diğer taraftan mevsimsel kullanım, yatırım amaçlı bekletme veya ikinci konut edinimi nedeniy­le piyasaya girmeyen ve boşta atıl kalan stok, özellikle büyükşehir­lerde fiyatları yukarı çeken görün­mez bir bariyer işlevi de görüyor.

Türkiye’nin barınma sorunu yalnızca ev sahipliği üzerinden de­ğil, kira piyasası üzerinden de de­rinleşiyor. Büyükşehirlerde kira bedelleri asgari ücretin iki katına yaklaşmış durumda. Burada temel sorun, kiraların TÜFE bağımlılığı ile belirlenmesi. 12 aylık ortalama TÜFE’ye endekslenen kira artış­ları, yüksek enflasyon ortamında ne ev sahibini ne de kiracıyı tatmin ediyor. Piyasa kirası ile yasal kira arasındaki makas açıldıkça tahliye baskıları artıyor, kayıt dışı sözleş­meler çoğalıyor ve mülkiyet ihti­lafları derinleşiyor.

Ben bu döngüyü daha önce Dünya Gazetesi’nde yayımlanan ‘Penrose Merdiveni’ yazılarımda anlatmıştım: Sürekli yukarı çı­kan ama hiçbir yere varmayan bir merdiven gibi, kiralar artıyor ama sorun çözülmüyor. Bugün geldiği­miz noktada, o döngünün toplum üzerindeki yıkıcı etkilerini daha net görüyoruz.

Çözüm için önerim, çekirdek ko­nut enflasyonu endeksi ile artışla­rın belirlenmesi.........

© Dünya