menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Zihnin zincirleri: Bireyin özgürleşmediği toplumun ekonomisi özgürleşebilir mi?

17 1
02.12.2025

Londra’da bulunduğum yıllar­da bir arkadaşım ile yaptığım bir sohbette konu bir anda Stoacı felsefeye gelmişti. O dönem Sto­acılığı derinlemesine bilmiyor­dum fakat zamanla okudukça ve düşünmeye başladıkça bu öğreti­nin hem bireysel hem toplumsal düzeyde ne kadar dönüştürücü olabileceğini fark ettim.

“Stoa” kelimesi Yunanca sü­tunlu, üstü kapalı yürüyüş yo­lu anlamına gelir. Felsefenin adı da Atina’daki “Stoa Poikile”— Boyalı Stoa’dan—gelir. Bu ayrın­tı, Stoacılığın ruhunu belirleyen kritik bir özelliktir. Bu felsefe bir okuldan değil, kamusal, herkesin içinden geçebildiği bir alandan doğmuştur.

Kurucusu Zenon, M.Ö. 300’ler­de Atina’ya geldiğinde derslerini kapalı bir akademide değil, Ago­ranın içindeki bu uzun galeri­de vermeye başladı. Zengin-fa­kir, köle-özgür ayrımı yapma­dan herkesin dinleyebileceği bir alanda… Bu yüzden stoacı düşün­ce, elit bir çevrenin değil, toplu­mun tamamının erişimine açık bir yaşam rehberine dönüştü. Köle olarak doğan Epiktetos’un da, Roma’nın en güçlü impara­torlarından Marcus Aurelius’un da aynı felsefeden beslenebilme­si, Stoacılığın sınıflar üstü ka­rakterinin en çarpıcı kanıtıdır.

Marcus Aurelius, 2. yüzyılda kaosun ortasında şöyle yazmıştı:

“Gücün, düşüncelerini yö­netebildiğin yerde başlar; zihnin üzerinde gücün vardır — dış olaylar üzerinde değil.”

Bugün bu cümlenin yalnızca felsefi bir teselli değil, ekonomik kalkınma, kurumsal güç ve siya­sal istikrar açısından temel bir gerçek olduğunu görüyoruz. Gü­nün sonunda zihnini yöneteme­yen birey, kendi hayatının nesne­si haline gelir. Nesneleşen birey­lerden oluşan toplum ise dışsal etkilerle kolay yönlendirilen kı­rılgan bir yapıya dönüşür.

Bu yalnızca bir psikoloji mese­lesi değil. Kahneman’ın davranışsal eko­nomi analizleri, Acemoğlu’nun kurumsal teori çerçeveleri, Stig­litz’in belirsizlik modelleri, Ja­mes C. Scott’un devlet-toplum okumaları aynı noktayı........

© Dünya