menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Belirsizliği fiyatlarken: Kim kazandı, kim kaybetti?

13 0
14.10.2025

Küresel finans piyasalarının son dönem favori kelimesi: belirsizlik.

ABD Merkez Bankası Başka­nı Jerome Powell, mayıs ayından bu yana katıldığı her toplantıda bu kelimeyi artan sıklıkla kullan­dı. IMF Direktörü Kristalina Ge­orgieva da sonbahar toplantıla­rında aynı vurguyu yaptı. IMF’in paylaştığı yandaki grafik 1, be­lirsizliğin ulaştığı tarihi boyutu açıkça gösteriyor.

Bu satırlar yazılırken ABD Baş­kanı Donald Trump’ın Çin’e yö­nelik açıklamaları da tabloyu doğruluyordu:

“Çin’den garip haberler geliyor. Hükümetin tavrı giderek düş­manca. Son altı ayda ilişkilerimiz iyiydi ancak şu an Xi ile görüşme­yi gerekli görmüyorum. Çin’e yö­nelik gümrük vergilerini ciddi bi­çimde artırabiliriz.”

Bu sözler, Çin’in nadir toprak elementleri ihracatına getirdi­ği yeni kısıtlamalar üzerine gel­di. Artık bir üründe Çin kaynak­lı nadir elementlerin oranı %0,1’i aşıyorsa, ürün yurt dışında üre­tilmiş olsa bile Pekin’den izin ge­rekecek. Başka bir deyişle, dünya satıcıları fiilen Çin lisansına bağ­lanıyor.

Küresel belirsizlik bu seviye­deyken Türkiye’de de tablo fark­lı değil. 19 Mart’tan bu yana artan siyasi tansiyon, özellikle son dö­nemdeki yerel gelişmelerle bir­likte ekonomik beklentileri ciddi biçimde bozdu.

Bunu en net biçimde enflasyon beklentilerin­deki sapmalarda görü­yoruz. TCMB verilerine göre, hemen her sektö­rün 2026 için öngördü­ğü enflasyon oranı, Or­ta Vadeli Plan’daki  hedefinin oldukça üze­rinde.

Böyle bir ortamda ekonomik aktörler belirsizliği yönetmek için güvenli liman ara­yışına girdi. Bu liman son aylarda altın........

© Dünya