menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Altın fiyatları neden yükseliyor?

41 1
21.10.2025

Altın paradır; diğer her şey kredidir.

- J.P. Morgan

Küresel ekonomi­nin son beş yılı, devletlerin borçla bü­yüdüğü, merkez ban­kalarının enflasyonu bastırmak için faizleri yükselttiği ve yatırım­cı güveninin sürekli test edildiği bir dönem olarak ta­rihe geçiyor. Artık borç, yalnızca kriz anlarında değil, sistemin do­ğal bir parçası.

The Economist’in son özel raporunda belirtildiği gi­bi, “devlet borcu artık bir yaşam biçimi.” Ancak bu yaşam biçimi, güvenin temelini zedeliyor. Çün­kü devletler, geçmişte borçlarını üretken büyümeyle değil, enflas­yon ve düşük reel faizlerle eritti­ler. Bugün de benzer bir döngü ye­niden oluşuyor. Tek farkı daha kı­rılgan bir dünyada oluşumuz.

Pandemi, savaşlar ve demog­rafik dönüşüm gibi kalıcı şoklar, kamu maliyesini zorlarken; yük­sek faiz ortamı, borcun çevrim maliyetini artırıyor. Gelişmiş ekonomilerde kamu borcunun GSYH’ye oranı ortalama 0 seviyesinde. Bu, tarihsel olarak yalnızca savaş dönemlerinde gö­rülmüş bir oran. Artan faizler, bütçe açıklarını derinleştiriyor; hükümetler de borç-faiz-enflas­yon sarmalında sıkışıyor. The Economist yazarı Henry Curr’un ifadesiyle, “Devlet borcu özgür­lüğün bedeli değil, geleceğin ipo­teğidir.” Bu ipotek, yatırımcıların zihinlerinde derin bir belirsizlik yaratıyor — ve tam da bu neden­le sermaye, yeniden “güvenli li­man” arayışına yöneliyor.

Bir zamanlar devlet tahville­ri, “risksiz getiri”nin simgesiydi. Ancak günümüzde tablo tersine döndü. Kamu borcunun büyük­lüğü ve siyasi popülizmin ma­li disiplini aşındırması, tahville­ri sistematik riskin parçası ha­line getirdi. BlackRock, Fidelity ve M&G gibi büyük yatırımcıla­rın son haftalarda yüksek getirili tahvil pozisyonlarını azaltmaları tesadüf değil. Çünkü........

© Dünya