Toplumsal Çöküşün Eşiğinde
Neden Gençler İntiharı Seçiyor?
Bir ülkenin kalkınması sadece ekonomik göstergelerle değil, toplumun ruh sağlığı ve umut dolu bir geleceğe inancıyla ölçülür.
Dünyada devletler ve toplumlar ortalama yüz yılda bir kendilerini yeniler, sistemlerini günceller, çağın ruhuna ayak uydururlar. Bu dönüşümler; hukuk, eğitim, aile yapısı, bilim ve teknoloji gibi alanlarda köklü reformlarla gerçekleşir. Ancak biz, özellikle son yüzyılda, birçok alanda bu yenilenmeyi gerçekleştiremedik ne yazık ki. Hâlâ darbe anayasalarının gölgesinde yaşamaya, eğitimde ezberci zihniyetle yol almaya, aile kurumunu koruyamadan, değerlerimizi zedeleyerek ayakta kalmaya çalışıyoruz.
Sonuç ortada. Ekonomide istikrarsızlık, eğitimde kalite düşüşü, sağlık sisteminde güven kaybı, bilim ve teknolojide dünya ile rekabet edememe, ahlaki erozyon ve toplumun her kesiminde hissedilen bir ruhsal bunalım hali…
Bunlardan en acı vereni ise toplumun psikolojik olarak çöküşe doğru gidiyor olması. Hergüne gazetelerde, sosyal medyada cinnet, cinayet ve intihar haberleriyle uyanıyoruz. Yakın zamanda üniversite kampüsünde bir gencin yaşamına son vermesi, ülkemizin nasıl bir ruhsal çöküş içinde olduğunu gözler önüne serdi.
Peki bize ne oldu? Bu noktaya nasıl geldik?
Toplumumuz, yıllardır bilinçaltına işlenen karamsar ruh hâli ve tükenmişlik........
© Doğruhaber
