Sigara içmiyorsan manzara göremezsin!
Halkla İlişkiler'in (PR) özü kamu yararına hizmet etmektir. İletişim yalnızca markaların görünürlüğünü artırmak için değil, topluma değer katmak için vardır. Fakat günlük hayatta, özellikle de HORECA sektöründe, bu ilkenin tersine bir tabloyla karşılaşıyoruz. Mesela bir kafeye girdiğinizde manzaralı terasın sigara dumanıyla kaplandığını görürsünüz. Açık havada nefes almak isteyen sigara içmeyenler ise içeride havasız bir köşeye yönlendirilir ya da daracık masalara sıkıştırılır. Restoranlarda aynı manzara tekrar eder: En ferah bahçeler sigara içenlere ayrılırken, sigara içmeyenler kapalı camın ardından bakarkar manzaraya... Hatta kimi otellerde deniz gören balkonlar sigara içenlere tahsis edilirken, içmeyenler arkadaki karanlık odalara razı bırakılır.
Bu tablo basit bir mekân tercihi değil; sağlığa zararlı bir alışkanlığın ödüllendirilmesi, sağlıklı kalmaya çalışanların ise cezalandırılmasıdır. Kamu spotlarında “sigara öldürür” denilirken, günlük hayatta en güzel alanların sigara içenlere ayrılması, toplumun değerler sisteminde neyin öncelendiğini acı bir şekilde gösterir.
SAĞLIKLI TERCİHLER NEDEN İKİNCİ PLANDA?
Oysa dünyaya baktığımızda farklı bir........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Sabine Sterk
Robert Sarner
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon
Mark Travers Ph.d