İsrail’in algı operasyonu: Nagel Raporu
Son bir haftadır Türkiye’de en çok konuşulan konunun, İsrail eski ulusal güvenlik danışmanı Prof. Jacob Nagel başkanlığında oluşturulan ve bu nedenle de Nagel Komisyonu olarak isimlendirilen bir komisyonun İsrail hükûmetine sunduğu rapor olduğu görülmektedir.
Raporda, Türkiye’nin bölgede ve özellikle de Suriye’de artan etkisinin İsrail’in ulusal güvenliğine tehdit oluşturabileceği ve bu yüzden İsrail’in Türkiye ile muhtemel bir savaşa hazırlanması gerektiğinin söylendiği iddia ediliyor.
İddia ediliyor diyorum çünkü bahse konu rapor gizlilik derecesinde ve aslında hiç kimse raporda tam olarak ne yazdığını bilmiyor.
Buna rağmen İsrail hükûmetinin bilinçli olarak basına sızdırdığını düşündüğüm birkaç kelime hem raporun önüne geçti hem de herkesi tam da İsrail hükûmetinin istediği yönde düşünmeye zorladı. Dolayısıyla bugün herkes Türkiye’nin Suriye’deki varlığının İsrail’e tehdit oluşturduğunu düşünüyor.
Oysa daha üç ay evvel Cumhurbaşkanı Erdoğan, TBMM açılışında yaptığı konuşmada, “Vadedilmiş topraklar hezeyanıyla hareket eden İsrail yönetiminin, tamamen dinî bir fanatizm ile Filistin ve Lübnan'dan sonra gözünü dikeceği yer, açık söylüyorum; bizim vatan topraklarımız olacaktır.” dememiş miydi?
O gün neredeyse tüm muhalefet partileri ve sözde milliyetçiler hop oturup hop kalkmamışlar mıydı? “İsrail’in gücü öyle Türkiye’ye yetmez. O Netanyahu’nun hep birlikte alnını karışlarız. Ama bu sorunla Türkiye’nin gerçek sorununun üstünü örttürmeyiz.” şeklinde konuşanlar mı dersiniz yoksa “Erdoğan kimi, kime şikâyet ediyor? Arzuhal ABD’ye midir?” diyenleri mi? Yoksa Erdoğan’ın sözlerini “Popülist korku siyasetiyle halkı kandırmaya çalışmak ülkemizin uluslararası itibarını yerle bir etmekte ve diplomatik alanda bizi ciddiyetsiz bir aktör olarak göstermektedir.” şeklinde yorumlayanları mı?
Yani dün; Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İsrail bölge politikaları ve yayılmacılığı Türkiye için tehdit oluşturuyor.” dediğinde burun kıvıranlar, ne münasebet yahu diyenler, bugün; İsrail’in soykırımcı ve bebek katili başbakanı Netanyahu’nun talimatıyla kurulan ve amacı önümüzdeki 10 yıl içinde kuvvet oluşturma ihtiyaçları ve güvenlik bütçesine ilişkin tavsiyelerin değerlendirilip teklif ve önerilerle birlikte hükûmete sunulması olan bir komisyonunun raporunda zikredildiği iddia edilen, Türkiye İsrail’e tehdit oluşturuyor şeklindeki sözlere hiç itiraz etmiyor.
Oysa bu durum, İsrail’in her zaman olduğu gibi gerçekleri eğip bükme ve kendi menfaatleri doğrultusunda yeniden inşa etme faaliyetlerinin bir örneğidir. Ayrıca çok kısa süre önce yetkililere sunulmuş olan bu raporun, bu kadar kısa süre içerisinde kamuoyuna yansımasını da manidar buluyorum. Bunun da maksatlı yapıldığı kanaatindeyim.
Gelelim neden böyle düşündüğüme…
Hatırlanacağı üzere Netanyahu,........
© Diriliş Postası
