Çaycılar, kahveciler
Son yıllarda giyim, kuşam, yeme ve içme alışkanlıklarında önemli değişimler oldu. Cadde ve sokaklarda yeni bir insan tipiyle karşı karşıyayız. Eskiden İstanbul’un en kalabalık caddesi İstiklal’de yürürken kimin Türk kimin yabancı olduğunu anlardınız. Şimdi artık at izi it izine karışmış durumda. Bu uç bir örnek diyebilirsiniz. Haklısınız. İstiklal Caddesi kimliksizliğin zirvesi olsa da değişik oranlarda ülkemizin her yerinde aynı durum yaşanmaktadır.
Eskiden mahalle aralarında kahveler emekli ve işsizlerin sosyalleşme mekânıydı. Yine kısmen aynı durum korunsa da kahveler “cafe"ye dönüşmeye başladı. Şehirlerde açılan AVM’lerde, cadde köşelerinde zincir cafelerin yanı sıra bağımsız yerlerde genç müşterilerle dolup taşıyor. Çay nesli yerini kahve nesline bıraktı. Çaycıların pabucu dama atılmak üzere… Bu sadece bir mekân değişimi anlamına gelmiyor, aynı zamanda hayat biçimimizin de değiştiğinin göstergesidir.
Kahvehanelerin ana ürünü çay, cafelerin ise kahvedir. Adı kahve olsa da ürünün çay olması ne kadar tezat bir durumsa, bizden aldıkları kahveyi bize “cafe” diye kabul ettirenlere şapka çıkarmak gerekir. Çayın ülkemize girişi........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Sabine Sterk
Robert Sarner
Ellen Ginsberg Simon
Mark Travers Ph.d