Dijital mecralarda hukuki düzenleme zorunluluğu
Dijital çağın içinde hızına yetişemediğimiz enformasyon akışıyla karşı karşıyayız.
Çağın kodlarında yer alan ‘hız’ mefhumu nedeniyle sosyolojik gelişmeler ve değişimlerin de hızı artmakta.
Toplumların değişim hızı, 20 senede bir kategorize edilirken artık değişim adına beş sene bile çok şeyi ifade ediyor. 25 yaşındaki bir genç, yirmi yaşındaki çağdaşını “çok farklı” olarak tanımlayabiliyor.
Dijitalleşme baş döndüren gelişimiyle pozitif unsurları taşımakla birlikte tehdit içeren sorunları da önümüze koymakta. Bunların en temelinde de ‘dezenformasyon’ gelmekte. Oxford Üniversitesi Reuters Enstitüsünün 2018 yılında yaptığı araştırmaya göre; Türkiye yalan habere muhatap olma noktasında dünyadaki birinci ülke olarak tespit edilmiştir. Bu rapora göre 100 haberden 50'si yalan. Buna mukabil İngiltere'de 100 haberden 15'i yalan, Fransa'da 12'si yalan, Almanya'da 9'u yalan.
X, Instagram, Facebook, YouTube, Netflix gibi küresel şirketler, ticari çıkarları ve ideolojileri bağlamında toplumları manipüle ediyor ve dezenformasyonu yayma misyonu üstleniyorlar. Böyle bir dönemde ulus devletler ise süreci yönetmekte zorlanıyorlar.
Dijital mecralar hem çeşitli devletlerde siyasi........© Diriliş Postası
