Allah’a ve yetkililere sesleniyorum: Adalet arıyorum!.. Şiddetli isyanım var!..
“Aslında hiçbir şey yasadışı değildi çünkü artık yasa diye bir şey yoktu!” George Orwell
Bu yazıyı bir yıldan fazladır devam eden ve iddia makamı bir mütaala daha vermezse Temmuz ayında sonlanacak davamdan sonra Adalet Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu ile Cumhurbaşkanı sayın Recep Tayyip Erdoğan’a başvurumdan sonra yazacaktım fakat bir haberi görünce öne çekmek durumunda kaldım.
Birkaç gün önce gördüğüm haberde, “Konya İl Sağlık Müdürlüğü’nde devir teslim töreni” başlığı vardı.
Haber; 9 yıldır görev yapan ve hakkında torpille eleman aldığına dair ulusal basında birçok haber çıkan şahsın, süresinin dolması nedeniyle görevi teslim edişiyle ilgiliydi!
Şahsa tekrar geleceğiz ama önce şunu belirtelim ki, olay anlaşılsın!..
15-06-2024 tarihinde yine burada, “Ateistlerin dikkatine!.. Ve Sağlık Bakanı Koca’dan bir talep bir de öneri!..” başlıklı yazı yazmış ve biraz da üstü kapalı bahsetmiştik! (*)
Olay netleşince daha rahat yazabiliriz…
Annemin rahatsızlığı için gittiğim Konya’nın Bozkır İlçesi’nde; tıpkı Yatağan’da görevli Uzman Çavuş Ali Aladağlı’ya, Muğla’da hastanede 14 Mart 2022 yılında kurulan kumpasın daha geniş fakat acemicesi bana kurulmuş ve davacıyken, iddia makamı tarafından sanık durumuna düşürülerek, yargılanmaya maruz bırakılmıştım ve halen de yargılanıyorum!
Öncelikle şunu ifade etmeliyim; bu davada sözlü ya da yazılı muhatap olduğum ve bana, “Biz devletiz, AK Parti bizim arkamızda, en iyi Müslüman biziz” havasıyla, parası ancak tütün almaya yeten Karl Marx’ın özel kalemi muamelesi çeken; AK Parti ve hükümeti kullanan, küt bıyıklı ve gümüş yüzüklüler bilmelidir ki; ben dinin kitabını yazmışım ve kitaplarımı başta çalıştığım gazete olmak üzere ulusal gazeteler, okuyucularına promosyon olarak dağıtmış!..
Bana gümüş yüzük göstermek ve küt bıyıkla Müslümanlık olmuyor; Müslümanlık adalet ve hakkı gözetlemekle oluyor! Allah’ın, “anneniz babanız dahi olsa adalet üzere şahitlerden olun, adaletli olun, ahlaklı olun” düsturundan habersiz, adaletsizlik yapan ve bana zulmedenler ancak müşrik dini üzere olanlardır!..
Alayınıza Müslümanlık ve adalet dersi verecek bilgi, birikim ve kapasiteye sahibim evellah! ‘Google’a adımı yazarsanız bunun belgesini de görürsünüz!..
Dönelim başa…
Bazı şeyleri küçük detaylarla belirteceğim ki; sonra hepsini birleştireceğiz.
Bahsettiğim yazıda annemle gittiğimiz karakolda 90 dakika bekletildiğimizi belirtmiştim. Nedenini şöyle açıkladılar: “Sizin ifadenizi alacak polis, hastaneye başhekimle görüşmeye gitti, gelince alacak!”
Beklerken, şu an ismini vermeyeceğim fakat daha sonra bakanlığa başvurumda aktaracağım ve olayı öğrenmiş biri, beni telefonla aradı.
“Başhekimle görüştüm. Kamera kayıtlarını seyretmiş. Kadının şahsına ve ailesine küfretmişsin” dedi.
Küfretmediğimi, polisi benim çağırdığımı, kamera kaydını birlikte izlememizi, eğer küfrettiğimi ispat ederse özür dileyip, davacı olmayacağımı; suçlunun personeli olduğunu söyledim.
5 dakika sonra döndü. Başhekim aynen şunu demiş: “Suçlu da olsa, haksız da olsa 20 yıllık personelimi o şahısa yedirmem!..”
90 dakika sonunda polis üniformalı şahıs (başhekimin aparatına polis demek içimden gelmiyor), gelip annemle benim başıma dikildi ve “Haydi anlat, kadına ne yaptın bakayım” dedi.
“Burada mı” dedim. “Evet”, dedi. “Ben bekleme alanında ifade vermem” dedim. “Ben istediğim yerde alırım” dedi. İfade vermeyeceğimi, savcılığa sevketmesini söyledim.
İfade odasına alındık. Hastaneden geldiğini ve başhekimle kamera kayıtlarını izlediğini belerterek; “Kadının, anasına avradına küfrettiğimi” söyledi. İtiraz ettim. “Yalan söyleme!.. Sana mı inanayım gözlerime mi?” dedi. “Benim inancımda yalan söylemek büyük günahtır” dedim. Israrla küfrettiğimi söyledi. Sonunda, “ben küfrederken, kadın ne yapıyordu” dedim: “İşte orasını görmedim” dedi.
Ben, doktorun film/röntgen barkodunu verdiği halde kadının çektirmediğini söyledim ve suçlayıcı ifadeler kullandım. Bunun üzerine ifade yazanı engelleyerek bana; “Kafana göre ifade veremezsin. Benim çizdiğim daire içerisinde ifade verebilirsin ancak” dedi.
“İfade vermiyorum o zaman” dedim. Neticede, o an için sorun çıkarmama adına ifadeyi verdim.
Diğer yandan; hastanede ben polis odasına giderken, sonradan araştırınca ‘Acil’de tanrıçalığını ilan eden ve başkaca vukuatları olan Sevim Sevinç Ala isimli personelin, arkamdan iki defa “Orospu çocuğu, orospu çocuğu” dediği ki; kameranın kör noktasını tespit etmiş, orada tartışma esnasında bana küfür ettiği için, “Kes sesini işine bak” demiştim!
90’ına merdiven dayamış annem de, yanında kendisine “orospu” denilmesini sindiremediği için davacı olmak istedi.
Benim ifademi alan şahıs, anneme; “Teyze, önümüz kış, bu yaşta gidip gelemezsin, boş ver davacı olma” diye ısrar etti!
Ben müdahale edince de, “Teyzeye karışma, davacı olmak istemiyor” dedi! (Bu konuşmalar için İçişleri Bakanlığı’na başvurumuzda kamera kayıtlarının dinlenmesini talep edeceğiz.)
Annem de davacı oldu ve oradan ayrıldık!
Bu arada; ben yazdığım yazı harici CİMER aracılığıyla Sağlık Bakanlığı’na da başvurmuştum.
Gelen cevapta; yukarıda bahsedilen sağlık müdürünün kurumunun müfettişlerince yapılan incelemede, annemin tedavisinin düzenli şekilde yapıldığı belirtilerek; “ilgili kurum kamera ve ses kayıtları incelenmiş, olayın tanıklarının ifade ve görüşlerine başvurulmuş, görevli personellerimizin hizmet sunumu ve iletişim konularında her hangi bir ihmal ve kusurunun olmadığı mutalaa edilmiş olup, uygunsuz söylem ve davranışlarınızdan dolayı hakkınızda yapılan beyaz kod başvurusu üzerine konu hakkında adli işlem başlatılmıştır” denildi!..
Fakat ilginç olan, “uygunsuz davranış ve söylemimin ne olduğu” kamera kayıtları incelenmesine rağmen belirtilmemiş. Hastane başhekiminin ya da karakoldaki şahsın söylediği şekilde “küfrettiğim” belirtilebilirdi!
Hem ben hem de annem, Sevim Sevinç Ala’dan davacı olduk ve artık mahkeme gününü bekleyeceğiz. Ben oradan ayrıldım…
Zaman geçiyor, bilgi yok. Bilgi alabilmek için telefon ediyorum, bilgi vermiyorlar hatta fırça atıyorlar!..
Günler geçti… 20 Eylül 2024’te ‘E-Devlet’ten dosya sorgulaması yaptım…
Hakkımda açılmış bir dava gördüm… Sevim Sevinç Ala ile ilgili filan değil, İbrahim Tayyip A… isimli ve doktor olduğunu öğrendiğim birine bana dava açtırılmış!..
İlginç olan hem davalıyım hem de davacıyım ama benim ne........
© Dikgazete.com
