Hizmet, Sistem, Sökülmeler: Başak Ay Tutulması
Mart ayına nasıl girdiniz, nasıl geçiriyorsunuz?
O dinamizmi, hareketi hissediyor musunuz?
Sanki bir yandan büyük şeyler, uzundur süregelip devam edenler hızlanıyor, çözülüyor, sökülüyor; bir yandan da küçük şeyler, gündelik işler yavaşlıyor, takılıyor, geri çekiyor.
İçinde iki tutulma, bir ekinoks, iki retro, bir de kollektif gezegenin burç değiştirmesini içeren mart ayı işte bunlardan ibaret. Hareketli mi hareketli.
2025 ise bir geçiş senesi. Değişim ve dönüşümün sinyallerini algılıyor, öngörebiliyoruz. Öte yandan yeniye tam geçiş için şimdide kapanması, tamamlanması, ayıklanması, bırakılması ve sağlıklandırılması gerekenleri de anlıyoruz. 2026 ve ötesine hazırlık niteliğinde bir yıldayız. Hızını belki kontrolümüzün ötesinde ve dışında yaşıyoruz, belki de artık kontrol edilecek bir şey kalmadığını çünkü sistemin amamlanmaya çok yaklaştığını seziyoruz. Anlamak her zaman kabul etmek değil. Bazen daha da iyi olsun diye direnmek, çalışmak. Bu aralar o kabulle o çalışma gelgiti arasında salınıyoruz.
Sene başında ay düğümlerinin burç değiştirerek Balık Başak eksenine geçmesi bize önümüzdeki bir buçuk senenin başlangıç ve bitiş temalarının hizmet eksenli olduğunu gösteriyor. Nasıl bir hizmet?
Elimizden geleni yapıp şeyleri düzeltmek, iyileştirmek, ritim ve rutini sağlamak, sistemi verimli ve işler kılmak için titizleniyor, çalışıp çabalıyor, kendimizi o işe (o ilişkiye, o eğitime, o kişiye, o projeye, o eve, o patrona, o zihinsel kalıba) adıyor, çalışıyoruz. O kadar ki belki makineleşiyoruz, makine gibi işlemesi için kendimizi, bedenimizi, aklımızı, sistemimizi çalıştırıyor, sürekli çabalıyoruz. Çabalıyoruz, çabalıyoruz, çabalıyoruz. Buna doğal olarak, aşina olduğumuz için çekiliyoruz. Sonucunda ise ya yeterince beğenmiyoruz ya olmadı baştan diye eleştiriliyoruz. Bir bakıyoruz ki sağlıklı ve iyi olsun derken sağlığımızdan oluyoruz, hizmet derken hizmetçiye dönüyoruz. Çünkü düzeltmeye, iyileştirmeye takıldıkça daha da ayağımıza dolanıyor, tam da buna kapılıyoruz.
Halbuki bu hizmet kime ve neye, teslimiyet ve tevekkül ne zaman ve nerede bunu farkettiğimizde şeyleri ya da sistemi ancak kendi işlerliğimiz üzerinden kurtarabileceğimizi anlamaya başlıyoruz. Kendimizi mi, yuvamızı mı, işimizi mi, ilişkimizi mi, hepsi geçerli. Olumlayan yön bu. Olana kabul geliştirmek. Belki içinde kalmak için belki vazgeçip çıkmak için. Bunu her geleni alıp başımızın üstüne koyarak değil, elimizden geleni yaptığımızı bilerek, yine de şefkat ve sevgiyle çabamızı teslim ederek geliştiriyoruz. Çünkü olan olduğu kadarıyla iyi ve mükemmel. Büyük resme güvenmeyi böyle öğreniyoruz. Keza olmadığı yerde de artık işlemediğine teslimiyet ve kabul eski sistemi kapatıp yeninin inancı için yolu açıyor. Böylece bir kapı kapanıyor bir diğeri açılıyor, daha büyük düzen işliyor, her şey olması gerektiği yere oturuyor ve yeni sistemi ateşliyor.
Bunları dedikten sonra bu seneki dört tutulmadan 14 Mart’ta gerçekleşecek Başak Ay Tutulması ile 7 Eylül’de gerçekleşecek Balık Ay Tutulması’nın diğer iki güneş tutulmasından farklı olarak tam tutulma olduğunu belirtelim. Tam tutulmanın etkisi daha keskin bir şekilde hissedilir, dramatik sonlanma ve aydınlanmalar........
© Diken
