Ekinoksla Kapıyı Açmak
İlkbahar ekinoksuna bu yıl iki tutulma arasında giriyoruz. Her yıl olduğu gibi ekinoks haritası önümüzdeki dönem ne gibi konuların bizi beklediğini, içinde bulunduğumuz zamanın niteliğini gösteriyor.
20 Mart 2025 Perşembe günü Türkiye saatiyle öğlen 12.01’de Güneş’in 0 derece Koç’a ilerlemesiyle astrolojik anlamda 2024’ü şimdi kapatıyor, 2025’e yeni başlıyoruz. Bugün gece gündüz eşit, kışın sonu, baharın başı.
Her sene bu yeni yıl ve yeni mevsimin vaat ettiği başlangıçlarla bizler de bir Koç gibi o öncü ve ateşli atılımı hissediyor, senenin yeni yola çıkışlarına hazırlanıyoruz. Belki bu sene ekinokstan bir hafta önce gerçekleşen Başak’taki tam ay tutulmasıyla bir dönemin, sistemin kapanışını, işe yaramayanların ayıklanıp geride bırakılmasını deneyimliyor; ekinokstan dokuz gün sonra Koç’ta gerçekleşecek güneş tutulmasıyla yeni bir atılımın adımlarını atmaya, yakıtını ateşlemeye yaklaştığımızı hissediyoruz. O iki tutulma arasındaki ilkbahar ekinoksu işte bu yüzden önemli. Hem bir öncekinin kapanışı, hem bir sonrakinin açılışı gibi.
Ekinokstan hemen önceki gün Güneş ve Neptün’ün Balık’ın son derecesinde birleşmesi, herkesin her şeyin, tüm yaşamın aynı yere vardığını gösteren bir erime gibi. Ne benlik, ne kimlik, ne liderlik. Önünü görememek, sonraki adımı bilememek endişeleri yükseltirken her şeyin olması gerektiği yere ve yaratıma varacağına güvenmek yeni bir oluşum ve doğumun varlığını aslında gösteriyor. Koç’la gelen yakıt ve atılımdan önce her şey çok değişken ve çalkantılı hissedilebiliyor.
Oysa bu erimenin içinden yeni bir varoluş, liderlik, öncü ruh ve atılımın çıkması olası. Bahar hep ve aynı zamanda koşulsuz geliyor.
Güneş haritanın 10’uncu evinde, yani kişisel anlamda toplumsal imajımız, kariyerimiz, medeni halimizi ifade eden; dünya astrolojisinde ise yönetimde olanlar, liderler, iş dünyasını gösteren alanda. Güneş’in hemen yanında yer alan ve hala gerileyen Venüs ile Merkür, liderliğin kadınlar ve gençlerle, geriye dönük konuşarak, değerlendirerek döneme vurgu yaptığını gösteriyor. Evet, o sis pus, kaos hissini verenler hemen omzumuzun dibinde, şuracıkta, ama arkamıza aldığımız bu dalganın bizleri ileri taşıması olası. Aynı suya kendimizi bıraktığımızda bedenimizi yükselteceği gibi.
Toplumsal anlamda görünür olduğumuz yerlerde hem teslimiyet hem sorumluluk, hem neysek o olarak varolmak, değerimiz ve sözcüklerimiz için insiyatif almak ileri taşıyıcı unsurlar. Tabii değerler ve sözcüklerin tam olarak yerini bulması, kendini ifade edebilmesi için nisan ortasına dek yapılacaklarımız var. Önce mücadelesini vereceğimiz şeyleri........
© Diken
