Görgüsüzlükle nasıl başa çıkılır?
Türk Dili ve Edebiyatı hocası Cahit Kavcar’ın, Cahit amcanın güzel anısına…
Ülkede tanık olduğumuz siyasi-hukuki anormallikler ile gündelik yaşamı giderek katlanılmaz hale getiren ‘hal ve davranışlar’ arasında bağ olmalı. Kaba sabalığın, bönlüğün, düşüncesizliğin, duyarsızlığın, kural tanımamanın, rahatsızlık vermenin beslendiği bir toplumsal-siyasal iklimde yaşıyoruz.
Sağda solda, toplu taşımada, sokakta, kısaca ‘kamusal’ herhangi bir ortamda bezdiğimi hissettiğim anlarda, bu duygumun yaşımın ilerlemesiyle ilgisi olup olmadığını sorguluyorum. Yaş aldıkça daha tahammülsüz olabiliyor insan. Buna mukabil, tanık olduklarımın çok insanda aynı bıkkınlığı yarattığına da hem tanık oluyor hem tahmin ediyorum.
Ahalinin bir kesimi, asgari insanca gündelik yaşam koşulları talep eden diğer kesimine hayatı zehir etmek için yemin etmiş gibi. Herhalde ‘kuralsızlık’ ve ‘cezasızlık’ belasının, toplumsal bağların zayıflamasının, zembereğinden boşalmış davranış ve sözler itibar kazanırken nezaketin tedavülden kalkmasının yol verdiği bir değişimin sonucu.
Çok yürüyen ve mecbur kaldıkça toplu taşıma kullanan bir yurttaşım. Bir insan ve yurttaş olarak şehirde yürüme özgürlüğümü kullanıyorum. Biraz Ankara’da, fakat özellikle nüfusun yaklaşık dörtte birinin yaşadığı İstanbul’da motosiklet terörü endişesi duymadan yürümek artık mümkün değil. Küçük yerde yaşayanlar ve yürümeyenler pek anlam veremeyecek, ancak durumu anlatmak hakikaten güç. Yıllar önce yeme içmecilerin kural tanımazlığıyla başlayan kaldırım işgali, şimdilerde motosikletlilerce sürdürülüyor. Ve hiçbir kamu idarecisi kılını kıpırdatıp bir şey yapmıyor bu rezillikle mücadele için.
Bir de sıkutır belası var. O aleti her yerde (elbette kaldırımda) ve her hızda kullanabileceğini düşünen sukıtır kullanıcıları. Balta girmemiş ormandan çıkmış gibiler. “Burası kaldırım, bizi ezeceksiniz, böyle kullanamazsınız” dediğinizde (eğer cesaretinizi toplayabilirseniz!) kaldırım ve yaya sözcüklerini ilk kez duymuş gibi davranıyor çoğu. ‘Hoppala, seni ezme ve sakat bırakma özgürlüğüm yok mu, hayret doğrusu‘ nevi bir şaşkınlık yaşıyorlar.
Kaldırımdan vazgeçtik, toplu taşımadayız… Tren, otobüs, metrobüs, vapur, envai çeşit… Tuhaf biçimde oturan erkeklere kadınlar müdahale ediyor artık, sık tanık oluyorum, bu olumlu bir gelişme. Milattan sonra........
© Diken
